8 Aralık 2010 Çarşamba

İstanbul Ligi 9. Hafta



Herkese merhabalar. Benim işim sebebiyle bulunamadığım son grup maçında takımımız bir süredir devam eden kötü gidişini durdurarak iddialı ekiplerden Yıldırım Spor'u 8-5 yendi ve grup lideri olarak play-off oynamaya hak kazandı. Grup lideri olduğumuz için ilk eleme turunu oynamayacağız, ayrıca ikinci tura da seri başı olarak çıkacağız. Bu başarıda pay sahibi olan tüm arkadaşlarımı tekrar tebrik ediyorum. Maçı seyredemediğim için kendi yorumumu yazamıyorum, ancak genel maç yorumunu aşağıda bulabilirsiniz. Ancak Ersin, Orçun ve kalecimiz Kadir'in haftanın karmasını girdiğini ve takımımızın haftanın takımı olduğunu belirtmeliyim. Haftanın sonuçlarının ardından Biz birinci, Basın Sitesi ikinci olarak gruptan çıktık. Genç Kardeşler ve Hipp Türkiye de gruptan çıkan diğer takımlar oldular. Yıldırım Spor ve Dejavu Spor ön eleme oynamaya hak kazandılar. Real Bosna ve Müşkülpesent Tosbaa takımları, habersiz olarak çıkmadıkları maçların cezasını çekerek Dejavu Spor'dan daha iyi durumda olmalarına rağmen playoff hakkı kazanamadılar. Altıpastan Gol Kaçmaz ve Dörteksi takımları ise daha önce yazdığım gibi ligden çekilmişlerdi.

NANKATSU 8-5 Yıldırım Spor

Bakırköy Grubu son hafta maçında ligi lider tamamlamak isteyen Nankatsu ile play-offa ilk üç sıradan girmek isteyen Yıldırımspor karşı karşıya geldi.

Mücadele iki takım için de ortada başladı. Nankatsu maçın başında yakaladığı pozisyonlarda Yıldırımspor kalecisi Mustafa’yı geçemedi.

Maçın ilk bölümlerinde, turuncu siyahlılar özellikle Orçun ve Ersin ile oyunda bir adım öne çıktı. Bu ikilinin oynadığı hızlı futbol ve yaptığı ayağa paslar rakibin yorulmasına neden oldu.

Nankatsu bireysel başvurulardan takıma kazandırılan Ersin'in sert şutu ile 1-0 öne geçti. Bu golden sonra oyunu istediği gibi devam ettiren turuncu siyahlı ekip, Orçun ve Ersin'in şık golleri ile farkı üçe çıkardı. Maçın ilk yarısı bu skorla sona ererken Yıldırımspor istediği oyunu bir türlü sahaya yansıtamadı. Özellikle Kaptan Adil ile sert şut denemeleri yaptılar ancak bir türlü gole ulaşamadılar.

İkinci yarıya Yıldırımspor etkili başladı. Sağlı sollu ataklar yapan Yıldırımspor adına, Kaptan Adil skoru 3-1'e getiren golü kaydederken takımını ateşleyen oyuncu oldu. Ancak bu golden çok kısa bir süre sonra sol kanattan içeri sokulan Yasin topu içeri çıkarttı Orçun topu boş kaleye göndererek skoru 4-2’ye getirdi .

Yediği dördüncü golden sonra toparlanmak isteyen Yıldırımspor Adil Uylukçu ile ayakta durmaya çalıssa da bir türlü oyuna istediği ağırlığını koyamadı. Buna karşılık Nankatsu Ersin ve Yıldırımspor'un kendi kalesine attığı gollerle maçın skorunu 6-3'e getirdi.

6-3'te sonra oyundan iyice düşen Yıldırımspor üst üste yediği gollerle ligin kapanışını istediği gibi yapamadı. Maçın bitimine kısa bir süre kala Adil iki gol daha kaydederek skora etki eden oyuncu oldu. Yıldırımspor takımında sahada bir tek Kaptan dikkat çekerken, Nankatsu takımında ise özellikle Orçun ve Ersin'in performansları parmak ısırttı.

Nankatsu 8-5 galip gelerek liderliği garantilemiş oldu. Yıldırımspor ise ligde 5. sıraya geriledi ve Genç Kardeşler'in kaybettiği haftada ligi ilk üç sırada kapatma şansını kaybetti.

Nankatsu: Kadir - Ferhat - Metin - Yasin – Hakan© - Ersin - Orçun

Yıldırımspor: Mustafa - Müslüm - Oktay - Arda – Adil© - Atadan - İrfan

Sarı Kart: -

Kırmızı Kart: -

Goller: Ersin(3), Orçun(2), Yasin (2) , K.kalesine (Nankatsu) / Adil(4), Oktay (Yıldırımspor)

Maçın Adamı: Ersin Şengül (Nankatsu)

Nankatsu takımının ele avuca sığmayan forveti Ersin, bu maçta harika bir oyun ortaya koyarak takımının en iyi oyuncusu oldu. Özellikle hızlı ve çabuk oyunuyla dikkat çeken Ersin, play-off maçlarında birçok takımın başına bela olabilir. Bireysel başvurulardan böyle yetenekli bir oyuncuyu keşfeden Yasin Erkol’a Nankatsu oyuncuları ne kadar teşekkür etse azdır.

29 Kasım 2010 Pazartesi

İstanbul Ligi 8. Hafta



Herkese merhabalar. İstanbul Ligi'nin sondan bir önceki haftasını da bitirdik. Maalesef grubu lider bitirmeyi garantileyemedik. Hipp Türkiye bize oranla oldukça iyi bir maç çıkardı ve bizi 5-4 yenmeyi başardılar. Maçı koparacak fırsatları yakalamamıza rağmen bunları değerlendiremedik. Hala lider olmamıza rağmen Basın Sitesi kazandığı için, Yıldırım Spor ile olan son maçımızı kazanırsak ancak grup lideri olacağız. Bu arada Altıpastan Gol Kaçmaz'ın ardından Dörteksi'de ligden çekildi ve puan durumu yeniden değişti. Bu sayede playoff iddiası olmayan Hipp Türkiye iddialı oldu ve bizim maça fazlasıyla asıldı. Müşkülpesent Tosbaa'nın da maça çıkmadığı haftada grupta sadece iki maç oynanmış oldu. Bu konuyla ilgili lig yönetiminin bir çare bulması uygun olur sanırım. Maça gelince, Hipp Türkiye maça baskılı başladı. Direkten dönen iki topları ve kaçırdıkları pozisyonlar defansımızın iyi gününde olmadığının habercisiydi. Yine de Mert ile 1-0 öne geçtik. Peşinden iki gol yedik. Ardından attığım golle beraberliği sağladık. Mert'in ikinci golüne yine cevap gelince devre 3-3 bitti. İkinci yarıda Yasin'le öne geçtik. Ancak defansı güçlendirmek için Metin'i de oyun almamıza rağmen biri serbest vuruştan, diğeri defanstan top çıkarırken olmak üzere iki gol yedik. Ersin'i de oyuna aldık ancak, süre maçı çevirmeye yetmedi. Takımımızdan Mert ve Ferhat haftanın karmasına girmelerine rağmen, kalecimiz Levent'in çok iyi performansına rağmen rakip takımın kalecisi hem maçın hem de haftanın kalecisi olurken, rakibimizin iki oyuncusu da haftanın karmasına girme başarısını gösterdiler. Bu benim ekiple oynadığım son maçtı belki de ve yenilmiştik. Uzun bir süre İstanbul'da olamayacağım için playoff maçlarına yetişemeyeceğim. Ben yokken takım iki tur geçerse eğer ancak ondan sonra takıma yeniden dahil olabileceğim. Kötü sayılabilecek bir performansla veda ettiğim için üzgünüm. Yine de tüm takımımı gösterdiği özveriden ve başarıdan dolayı tebrik ediyorum. Uzakta da olsam telefonla ve kalben yanlarında olacağım. Görüşmek üzere.

NANKATSU 4-5 Hipp Türkiye
Maç Öncesi
Bakırköy grubunda 12 puanla liderliğini sürdüren Nankatsu ile Öztemel kardeşlerin transferi sonrası aldığı puanlarla play-off potasına giren Hipp Türkiye kozlarını paylaşacak.

Lige şanssız mağlubiyetlerle başlayan Hipp Türkiye, lider Real Bosna ile oynadıkları karşılaşmaya kadar iyi bir futbol sergilemesine karşın puan alamamıştı. Yeni Bosna ekibi karşısında başta Seydi olmak üzere yeni transferleriyle müthiş bir futbol sergileyerek şeytanın bacağını kıran mavi beyazlılar, bu maçın hemen ardından grubun bir diğer güçlü takımı Genç Kardeşler’ den 1 puan almayı başardılar. Tecrübeli ekip bu maçtan galibiyet çıkararak puanın 9’ a yükseltip play-off şansını sürdürmek istiyor.

Turuncu beyazlı Nankatsu ise geride kalan 7 haftada 6 galibiyet, 1 mağlubiyet, +54 averajla lider konumda. Kalesinde 16 gol gören Nankatsu ligin en az gol yiyen takımı… Bu başarıda şüphesiz stoper Ferhat ve kaleci Levent’ in payı büyük. Öte yandan savunması kadar etkili hücum hattıyla da ilgi çekiyor turuncu beyazlılar. Gol yollarında Kaptan Umut 15 golle takımının lokomotifi konumunda. Genç oyuncular Ersin, Mert ve tecrübeli 2. Kaptan Yasin’ in de hücuma katkıları üst düzeyde. Yasin bir sol bek olarak kaydettiği 7 golle ön plana çıkıyor.

Nankatsu’ da başarılı stoper Ferhat ve takımının 10 numarası Soner’ in bu karşılaşmada forma giymemesi bekleniyor. Hipp Türkiye’ de ise ligin en iyi santrforlarından biri olan Seydi’ nin cezası devam ediyor.

Yaş ortalaması yüksek iki takımın mücadelesinde kalite ve centilmenlik başrolde olacaktır.


Maç Sonrası
Bakırköy Grubu 8. haftası çok önemli bir karşılaşmaya ev sahipliği yaptı. Hipp Türkiye bu maça mutlak 2 puan parolasıyla çıktı. Müsabakayı kazanarak play-off için iddialı bir konuma gelmek isteyen Hipp Türkiye, artık son kozlarını oynadığının farkındaydı. Nankatsu cephesinde ise liderlik hesapları devam ediyordu. Bu maçtan puan alarak liderliğini devam ettirmek niyetinde olan Turuncular sahaya da bu bilinçle çıktı.

Maç iki takım içinde çok hızlı başladı. Özellikle Hipp Türkiye’ den Mehmet ve Tarık'ın formda olmaları gözden kaçmadı.

Nankatsu takımında ise Cristiano Ronaldo lakaplı Mert her zamanki dinamik görüntüsüyle izleyenlere futbol zevki yaşattı.

Hipp Türkiye üst üste gol pozisyonlarına giriyordu. İlk bölümlerde birçok gol pozisyonu harcayan beyazlar, aradığı golü Tarık'ın ayağından buldu: 1-0.

Temposu üst düzeyde olan bir maç oynanıyordu. Nankatsu yediği gole çok geçmeden genç golcüsü Mert ile cevap verdi: 1-1

Maç karşılıklı gollerle devam etti. Nankatsu takımı Mert ve Umut işbirliğinde goller buldu.

Maça iki takımın kalecileri damga vurdu. Hipp Türkiye takımından Hasan Güngör inanılmaz kurtarışlara imza atarak rakibinin hızını kesti.

Hipp Türkiye, maçı son dakikada Mehmet'in ayağından kazandığı golle 5-4 kazanarak play-off için dev bir adım attı.


Hipp Türkiye: Hasan© - Aşkın - Selçuk - Tarık - Mehmet - Metin - Efe

Nankatsu: Levent - Emre - Ferhat - Hakan - Yasin - Mert - Umut©

Sarı Kart: Mete, Tarık (Hipp Türkiye) / Hakan (Nankatsu)

Kırmızı Kart: -

Goller: Mehmet(2), Mete, Metin, Tarık (Hipp Türkiye) / Mert(2), Umut, Yasin

Maçın Adamı: Hasan Güngör (Hipp Türkiye)
Hipp Türkiye takımının tecrübeli kalecisi Hasan Güngör, bu maçta sahneye çıkarak takımının galip gelmesinde çok büyük bir rol oynadı. Çok kritik kurtarışlara imza atan Hasan, ligin kalburüstü kalecilerinden olduğunu bir kez daha gösterdi.

18 Kasım 2010 Perşembe

İstanbul Ligi 7. Hafta


Herkese merhabalar. Kurban Bayramımızın hemen öncesinde oynanan yedinci hafta maçlarında rakibimiz grup sonuncusu Dörteksi idi. Ancak rakibimiz geçen hafta oynadıkları maçta iki oyuncusunun kırmızı kart görmesi ve cezalı duruma düşmesi üzerine yönetime başvurarak bu hafta maça çıkamayacaklarını belirtmişler. Bu yüzden bayram öncesi haftamızı maç yapmadan ve hükmen 15-0 kazanarak geçirmiş olduk. Ancak bu hafta maçlarında yaşanan ilginç gelişmeler bizim çok lehimize bir durum ortaya çıkardı. Geçen hafta yenildiğimiz Altıpastan Gol Kaçmaz takımının bu hafta liste dışı oyuncu oynattığı belirlendi ve hükmen 15-0 mağlup ilan edildi. Durumu protesto eden Altıpastan Gol Kaçmaz ligden çekildiğini ilan etti ve bu yüzden oynadığı diğer maçlarda da hükmen 15-0 mağlup sayıldı. Bu sayede bizim geçen hafta aldığımız 4-2 lik mağlubiyet bir anda 15-0 lık galibiyete dönüştü. Zirve rakiplerimizden Real Bosna eksik başladığı maçta bir de kalecisi oyundan atılınca 5-1 mağlup olmaktan kurtulamadı. Yıldırım Spor ise Basın Sitesi'ne 12-4 yenildi. Bu sonuçların ardından yedi maçta altı galibiyete ulaşmış olduk. Attığımız 70 gole karşılık kalemizde gördüğümüz 16 golle her iki alanda da ilk sıradayız. Topladığımız 12 puanla 3-1 yendiğimiz Basın Sitesi'nin iki, 11-5 yendiğimiz Genç Kardeşler'in üç puan önünde lider durumdayız. Sekizinci haftanın 28 Kasım'da oynanacağı grubumuzda rakibimiz Hipp Türkiye'yi yenebilirsek grup lideri olarak ligi bitirmeyi garantileyeceğiz. Takımıma şimdiden iyi şanslar diliyorum. Herkesin Kurban Bayramı Kutlu olsun.

7 Kasım 2010 Pazar

İstanbul Ligi 6. Hafta




Merhabalar. Bu hafta rakibimiz Altıpastan Gol Kaçmaz'dı. Oldukça iyi başladığımız maçın hemen başında Ersin'le 1-0 öne geçmemize rağmen şanssızlık ve beceriksizlikten bir türlü ikinci golü atamadık. Direkten dönenler, kalecinin kurtardıkları falan derken golü de yedik ve devre 1-1 bitti. İkinci yarıda biraz daha dağıldık. Pozisyon bulmamıza rağmen bir türlü atamadık. Özellikle ben çok beceriksiz bir günümdeydim. Şutlarım bir türlü kaleyi tutmuyor, bir türlü de doğru seçimler yapıp düzgün pas veremiyordum. Şanssız bir şekilde ikinci golü, hemen ardından da üçüncü golü yedik. Bunun üzerine kendimi oyundan aldım ve Berk'i sahaya sürdüm. Ben çıkar çıkmaz Ersin'le gelen ikinci golümüz bizi umutlandırdı ancak beraberliği bulamadık. Mert ve özellikle Ferhat'ın eksikliğini maç boyunca hissettik. Yediğimiz dördüncü gol ipleri kopardı. Maçı 4-2 kaybettik. Ancak averajla da olsa liderliğimiz sürüyor. Takımımızdan Yasin haftanın karmasına seçilirken, rakip takımın iki oyuncusu aynı başarıyı gösterdi ve rakibimiz de haftanın takımı oldu. Onları da centilmence tebrik ediyorum. Çok kötü bir oyunla haftayı golsüz geçirmeme rağmen hala onbeş golle gol krallığında ilk sıradayım. Umarım önümüzdeki hafta çok farklı bir futbol oynarız. Herkese sakatlık olmadan keyifli maçlar diliyorum.


NANKATSU 2-4 Altıpastan Gol Kaçmaz

Maç Öncesi
Lige fırtına gibi başlayan Nankatsu bu maçı alarak zirve iddiasını sürdürmek istiyor. Lige 21 gol atarak bir rekorla başlayan Nankatsu, takımların korkulu rüyası bir takım haline geldi. Özellikle Mert Yiyit dinamizmi, kaptan Umut ise tecrübesi ve attığı goller takımı sırtlayan isimler. Altıpastan Gol Kaçmaz takımı lige çok iyi başlasa da bir türlü istediği istikrarı yakalayamadı. Bu maç onlar için çok büyük bir önem taşıyor. Zira play-off mücadelelerine kalmayı kolaylaştırmaları için bu maçı mutlak kazanmaları gerekiyor… Maçın favorisi Nankatsu…


Maç Sonrası
Bakırköy Grubu'nun flaş takımlarından Nankatsu ile istediği istikrarı bir türlü yakalayamayan Altıpastan Gol Kaçmaz takımı karşı karşıya geldi. Real Bosna'nın kaybettiği haftada kazanıp zirveye kurulmak isteyen Nankatsu maça istediği gibi başlayamadı. Altıpastan Gol Kaçmaz takımı ise özellikle orta alanda oynadığı güzel futbol ile rakibini yordu. Özellikle pas trafiği ile dikkat çekiyor Altıpastan Gol Kaçmaz...

Maça Nankatsu hızlı başladı. Yasin Erkol, Hakan'dan aldığı pasla 3 kişiyi sol çizgide geçerek topu Ersin’ in önüne yuvarladı Ersin boş kaleye vurdu: 1-0.

Bu golden sonra ataklarını sıklaştıran Nankatsu rakibinin üzerine gitmeye başladı. Soner ile iki net gol kaçıran turuncular bir türlü ikinci golü bulamadı.

Nankatsu'nun geliştirdiği etkili ataklarda Altıpastan Gol Kaçmaz takımı kalecisi Oğuzhan sahneye çıktı. İzleyenlere, bir kaleci ancak bu kadar güven verebilir dedirtti. Yaptığı harika kurtarışlarla Oliver Kahn'ı andırdı.

Maçın 8. dakikasında gelişen Altıpastan Gol Kaçmaz atağında Serkan ağları havalandırarak durumu 1-1 yaptı. İlk yarı bu skorla sona erdi. İlk yarıda Nankatsu baskılı oyunuyla dikkat çekti. Altıpastan Gol Kaçmaz takımının kalecisi ise yaptığı kurtarışlarla ilk yarıya damgasını vurdu.

İkinci yarıya Altıpastan Gol Kaçmaz etkili başladı. İkinci yarının 5. dakikasında, gelişen atakta Murat topu kendi kalesine yolladı ve Altıpastan Gol Kaçmaz 2-1 öne geçti.

Bu golden sonra ataklarına ara vermeyen mavi beyazlıllar, Serkan ile bir gol daha bularak durumu 3-1'e getirdi.

Nankatsu takımında özellikle genç futbolcu Ersin dikkatleri çekti. Ele avuca sığmayan yıldız oyuncu futbol stiliyle eski Barcelonalı Javier Saviola' yı andırıyor. Sol ayağıyla harika bir vuruş yapan Ersin kendisinin ve takımının ikinci golünü kaydetti: 3-2. Tüm bunlara rağmen güzel futbolunu iki golle süsleyen genç futbolcu takımının galip gelmesini sağlayamadı.

Maçta son sözü Utku söylerken, maçı Altıpastan Gol Kaçmaz takımı 4-2 kazanarak play-off yolunda önemli bir galibiyet elde etti.

Altıpastan Gol Kaçmaz : Oğuzhan - Serkan - Mahmut - Cemal - Serkan - Utku - Orkun

Nankatsu : Levent - Yasin - Kenan - Ersin - Murat - Soner - Umut Köybaşı ©

Goller : Serkan(2), Utku , K.Kalesine ( Altıpastan Gol Kaçmaz) / Ersin (2)

Sarı Kart: -

Kırmızı Kart : -

Maçın Adamı : Oğuzhan (Altıpastan Gol Kaçmaz)
Play-off mücadeleleri için hayati önem taşıyan bu maçta sahneye çıkan Oğuzhan, akıl almaz kurtarışlara imza attı. Özellikle ilk yarıda Nankatsu’nun akın akın geldiği dakikalarda yaptığı kurtarışlarla takımının galip gelmesinde en büyük rolü üstlendi.

31 Ekim 2010 Pazar

İstanbul Ligi 5. Hafta


İstanbul Ligi Bakırköy Grubu 5. Hafta Puan Tablosu

Herkese merhabalar. Zorlu bir maçı geride bıraktık bu hafta. Rakibimiz Basın Sitesi idi. Bir önceki maçta lider Real Bosna puansız Hipp Türkiye'ye 8-3 yenilince liderlik için şansımız doğmuştu. Maç öncesi kadroyu kurarken epey zorlandım. Takımdaki herkes formda ve iyiydi. Yine defansı sağlam tutarak üçlü, ortada biri basacak, biri pas atacak ikili ve ileride de tek forvet maça başladık. Kalecimiz Levent'ti. Geride sağda Emre, ortada Ferhat, solda Kenan, ortada Murat ve Yasin, ileride de ben olacak şekilde maça başladık. Ortada giden maçta yakaladığım birkaç şut şansından bazısı kalecide kalırken bazısı dışarı gitti. Rakip takımın şutlarında da kalecimiz Levent iyi bir performans gösterdi. Mücadeleli geçen maçta Ferhat rakibin en iyi adamına topla oynama şansı vermzeken, çıkarken kaybettiğimiz bir topla golü yedik ve yenik duruma düştük. Maç öncesi konuşmamda skor ne olursa olsun disiplini bozmamamız gerektiğini üstüne basa basa söylemem işe yaramış olmalı ki bozulmadık. Sol çaprazdan kazandığımız serbest vuruşu Yasinn akıllıca kullandı ve berebaerlik sayımızı attı. İlk yarı biterken rakibin şutunun defansımızdaki iki oyuncuya ve ardından üst direğimize çarpması şansımızdı. Devre arası kazanmak için bir şeyler yapmamız gerektiğinin farkındaydım. Radikal sayılabilecek bir kararla iyi oynayan Emre'yi çıkardım. Kenan'ı sağ beke, Yasin'i sol beke çekerken orta sahaya Mert'i sürdüm. Mert'in girişiyle beraber ortada daha çok top kullanmaya başladık. Rakip sertliğe başvurunca çok sık fauller olmaya başladı. Orta sahaya yakın bir yerden kazandığımız serbest vuruşta attığım şut direkten dönerken, bu da bizim şanssızlığımız oldu. Levent ve Ferhat'ın iyi oyunları sürüyordu. Bu sayede ikisi de haftanın karmasında yer aldılar. Rakibimizin gol atma şansı az görünüyordu. Ama bizim gol atıp işi bitirmemiz gerekirken, defansta rakibine adıma attırmayan Ferhat sahneye çıktı. Uzaktan sağ ayağıyla attığı müthiş şut tam doksandan ağlara giderken, maçtaki ibre lehimize dönmüştü. Ferhat maçın adamı olmayı fazlasıyla hak etti. Yine karşılıklı faullerle oyun sürerken defansı sertleştirmek için Kenan'ı çıkarıp Metin'i oyuna aldım. Hızlı ve tek paslı gelişen bir hücumumuzda ben de kaleciyi avlayınca iyice rahatladık. Yorulan Murat'ın yerine Berk'i oyuna soktum ve topu orta sahada tutmaya başladık. Yine karşılıklı fauller, gereksiz sertlikler oldu. Ancak maçın bitiminde rakibimizi 3-1 yenmeyi başarmıştık. Averajla da olsa yenildiğimiz Real Bosna'nın üzerine çıktık ve üç hafta sonra yeniden lider olduk. Tüm arkadaşlarımı tekrar tebrik ediyorum.

NANKATSU 3 - 1 Basın Sitesi

Bakırköy grubunda haftanın sonucu en çok merak edilen maçında 2. Nankatsu ile 3. Sıradaki Basın Sitesi karşı karşıya geldi

Maçın isminin büyüklüğü sahadaki mücadele ve oyuna da yansıdı. İki takım da bu maçın 4 puanlık bir mücadele olduğunun bilincindeydi. İlk dakikalar orta saha mücadelesi şeklinde geçerken takımlar birbirlerinin kalesine pek yaklaşamıyordu. Bunun sonucunda uzaktan şutlarla etkili olmaya çalışan Basın Sitesi ve Nankatsu’nun savunma ve orta saha kurguları son derece etkileyiciydi.


Müsabakanın ilk golü Basın Sitesi’nin genç yıldızı Erdal’dan geldi. 11 numaralı oyuncu kaleye bir hayli uzak bir mesafede topla buluştu. Önce rakibin hamlesini bekleyen oyuncu, beklediği hamleyi görür görmez, şık bir çalımla rakibini ekarte ederek nefis bir şut çıkardı ve nefis bir gol kaydetti. Bu golden kısa bir süre sonra Turuncular'ın eşitlik golü geldi. Sol çaprazda yapılan faul sonrasında topun başına Yasin Erkol geçti. Tecrübeli oyuncu nefis bir şutla ağları bularak skora eşitliği getirdi: 1-1. Bu gol aynı zamanda ilk devrenin sonucunu belirledi.

İkinci yarıya Nankatsu oyuncu değişikliğiyle başladı. Sağ bek Emre oyundan çıkarken yerine İstanbul Ligi’nin Cristiano Ronaldo’su Mert Yiyit girdi. 93’lü genç yıldız yaptığı şık çalımlar ve klas hareketleriyle adete izleyenlerin gözündeki pası sildi. Müsabakanın ikinci yarısında da orta sahada geçen bir mücadele vardı. Basın Sitesi, kaptan Nuri önderliğinde Erdal ve saz arkadaşları ile rakip kalede etkili olmaya çalışırken Nankatsu’nun başarılı stoperi Ferhat ve kurtarışlarıyla takımına güven aşılayan Levent’i geçmeyi başaramadı…


Turuncu Beyazlılar ikinci yarı oyuna giren Mert’in üstün tekniği ile topa daha çok hakim olan taraftı. Gelişen Nankatsu atağında günün başarılı ismi Ferhat uzaktan enfes bir şutla topu ağlara göndererek takımını 2-1 öne geçirdi. Bu gol uzun süre izleyiciler tarafından alkışlandı. Bu golden kısa bir süre sonra gol krallığında ilk sırada yer alan kaptan Umut sahneye çıktı. Beşiktaşlı Bobo vari bir vuruşla topu çok klas bir şekilde köşeye yuvarladı ve farkı ikiye çıkardı. Bu golden sonra Basın Sitesi net pozisyonlar bulsa da bir türlü fileleri havalandıramayınca mağlubiyete razı oldu.

Baştan sonra ortada geçen mücadelede golü bulan taraf olan Nankatsu, 2 puanı hanesine yazdırarak ilk 2 için iddiasını sürdürmeye devam etti. Basın Sitesi ise oynadığı futbolla hem keyif vermeye hem de play-off iddiasını devam ettirdi.

Basın Sitesi: Gökhan – Nuri ©– Emre Aydın – Emre Piyade – Erdal – Muhammet – Ufuk

Nankatsu: Levent – Ferhat – Murat – Yasin – Kenan – Emre – Umut ©

Sarı Kart:

Kırmızı Kart:

Goller: Erdal / Yasin, Ferhat, Umut

Maçın Adamı: Ferhat Okuyan (Nankatsu)
Rakip takımın yıldızı Erdal’ı çok iyi marke eden Ferhat mücadele 1-1 giderken uzaktan attığı enfes golle ibreyi kendi takımına çeviren isim oldu.

27 Ekim 2010 Çarşamba

İstanbul Ligi 4. hafta





Nihayet formama kavuştuğum bu haftada rakibimiz bizim gibi üç maçta iki galibiyeti olan Genç Kardeşlerdi. Biraz kondisyondan düşmüş olsam da tecrübemle açığı kapattım ve attığım beş golle yine maça damga vurdum. Haftanın karmasına girdim ve toplamda on dört golle gol kralıyım. Maçın içinde attığım frikik golü, direkten dönen rövaşatam ve maç 4-4 giderken sıfırdan atarak maçın kopmasını sağladığım golüm görülmeye değerdi bence. Mert'in doksana gönderdiği gol ise haftanın golü olacak güzellikteydi. Kalecimiz Kadir, özellikle ikinci yarıda maç daha ortadayken yaptığı güzel kurtarışlarla haftanın kalecisi olmayı başardı. Maçın adamı seçildiğim maçın ardından takımımız üç galibiyetle dörtte dört yapan Real Bosna'nın ardından ikinci sırada. Grubumuzun en golcü takımıyız ve iddiamız sürüyor. Ayrıca haftanın takımı olarak da seçildik. Bütün arkadaşlarımı tekrar tebrik ediyorum.

NANKATSU 11 - 5 Genç Kardeşler

Genç Kardeşler ile Nankatsu arasındaki maçın ilk yarısı Melih’le Umut’un karşılıklı golleri ile geçildi.


Gol krallığının iki iddialı ismi Melih ile Umut neden üst sıralarda olduklarını adeta herkese gösterdi. Genç Kardeşler takımından Melih, Nankatsu takımından ise Umut oynadıkları güzel oyun ve attıkları birbirinden nefis gollerle maça gelen İstanbul Ligi takipçilerine seyir zevki yüksek bir maç izlettiler.

Maçın ikinci yarısı gerçekten çok hızlı başladı. Nankatsu takımından genç yıldız Mert Yiğit, güzel futboluyla takımının rakibine karşı üstünlük kurmasını sağladı. Öyle ki, genç oyuncu iki gol atmasına rağmen takımının golcüsü Umut’a müthiş toplar servis etti. Dikine oynamasıyla kısa zamanda birçok takımı kendisine hayran bırakan Mert, bu performansıyla altın karmaya aday olduğunu bir kez daha gösterdi.

Turuncular ikinci devre pek çok gol pozisyonuna girdi Bunları Mert Ve Umut ile değerlendirmeyi başardı. Bu ikiliye Ersin’in de dahil olmasıyla rakip kalede adeta bermuda şeytan üçgeni kuran Nankatsu, farkı açarak Genç Kardeşler gibi önemli bir rakip karşısında maçı 11-5 kazandı. 

Genç Kardeşler’de kaptan Engin İnce’nin yokluğu hissedidi, Nankatsu’da ise kaptan Umut’un varlığı… Geçen sezon farklı bir ortamda bir türlü istenileni veremeyen tecrübeli forvet İstanbul Ligi’nde harika bir perfomans sergiliyor. Bu maçla gol sayısını 14’e çıkaran Umut Köybaşı’nın ilerleyen haftalardaki performansı merakla bekleniyor. 

Nankatsu ekibi bir çok takımın önem vermediği bireysel başvuruları değerlendirerek, başarıyı yakalamasıyla farklı bir hikayeye sahip… Takımın kaptanı olmasa da arka plandaki lideri Muhammet Yasin Erkol kayıt aşamasında uzun süre bireysel başvurular konusunda lig yönetiminin kapısını çaldı.

Mert Yiğit, Ersin ve Emre gibi bireysel başvurular sonucu Nankatsu saflarına katılan oyuncular, takımlarının başarısında çok büyük paya sahipler. 

Nankatsu: Kadir – Emre – Ferhat – Yasin - Mert – Hakan(Ersin) – Umut ©(Berk)


Genç Kardeşler: Ayhan – Melih – Mustafa – Fatih – Ergün – Volkan – Mustafa Işıkdemir©


Sarı Kart: Ferhat Okuyan /Mustafa Işıkdemir

Goller: Umut(5), Ersin(3), Mert(2), Yasin (Nankatsu) / Melih(4), Mustafa

Maçın Adamı: Umut Köybaşı (Nankatsu)
İkinci yarının ortalarında oyundan çıkmasına rağmen oyunda kaldığı süre boyunca takımı adına 5 gol birden atan Umut, gol krallığını kimseye kaptırmamaya niyetli olduğunu herkese gösterdi.

İstanbul Ligi 3. hafta


Yine oynayamadığım 3. hafta maçında ise takımın kondisyon olarak ne kadar iyi olduğu ortaya çıktı. Uzun süre Müşkülpesent Tospaa karşısında 2-1 mağlup götürdüğümüz maçı son on dakikada kopartarak 5-2 kazandık. Bu sayede iddiamızın sürdüğünü kanıtladık. Metin'in kafa golü haftanın golü olurken, Yasin'de haftanın karmasında yer aldı. Ben ise iki haftadır oynamıyor olmama rağmen hala gol krallığında ilk sıradayım.


NANKATSU 5 - 2 Müşkülpesent Tosbaa

Ligin ilk haftasında Dejavuspor’a adeta gol olup yağan, fakat geçen hafta Real Bosna karşısında gol dahi bulamayan Nankatsu ile ilk iki haftayı firesiz geçen Müşkülpesent Tosbaa, güzel bir futbol akşamında kozlarını paylaştı..


Maça iki takım da temkinli başladı ve defans güvenliğini elden bırakmadan, hızlı çıkışlarla gol aramaya çalıştı. İlk 15 dakikada iki ekip de gerek skor gerekse oyun olarak birbirlerine üstünlük kuramadı...


Nankatsu’da Yasin defanstan bindirmeleriyle, Müşkülpesent Tosbaa takımında ise Gürcan yaratıcı paslarıyla takımlarının hücum alanında en etkili isimleri olarak göze çarptılar. Golsüzlük ne zaman bozulacak diye merakla beklenirken, Yasin kendi yarı sahasından yaptığı orta şut karışımı vuruşla eşitliği bozan isim oldu. Müşkülpesent Tosbaa takımının cevabı gecikmedi ve Özer’in pasıyla hareketlenen ligin önemli golcülerinden Nedim’in plasesinde top ağlarla buluştu ve skora yeniden denge geldi. İlk yarının son dakikalarında Özer’in sert şutu direkten geri geldi ve ilk yarı 1-1 eşitlikle tamamlandı.


Turuncular ikinci yarıya etkili başlayan taraftı, ancak kaleci Haluk’u bir türlü geçemediler. Özellikle Haluk’ un, rakip santfor Soner’in vuruşunda, topu tam çizgide kontrol edişi, haftanın en iyi kurtarışlarından biriydi. İkinci yarının ortalarına doğru kontrolü ele alan Müşkülpesent Tosbaa takımında, Burak ve Volkan’ın şutlarında direkler gole izin vermedi. Ataklarına devam eden kırmızı siyahlı takım, sonunda aradığı golü, az önce direği geçemeyen Burak ile buldu. Bu golün hemen ardından gelişen Nankatsu atağında günün başarılı ismi Yasin’in ortasında Metin enfes kafa vuruşuyla topu ağlarla buluşturdu. Bu golden sonra Nankatsu takımı kontrolü eline aldı ve ikinci kaptan Yasin’in bireysel başvurulardan keşfettiği genç Ersin’in peş peşe attığı iki golle bir anda iki farklı öne geçti. Maçın son dakikalarında açılış golünü atan Yasin, kapanışı da yaparak skoru 5-2 ye getirdi ve maçın skorunu belirledi.


Geçen haftanın moral bozukluğuyla çıktığı maçta iki puanı cebine koyan ve rakibiyle puanları eşitleyen Nankatsu, üst sıralardan kolay kolay vazgeçmeyeceğini göstermiş oldu.


Nankatsu: Eren – Metin – Ferhat – Yasin – Hakan – Ersin – Soner

Müşkülpesent Tosbaa: Haluk – Oruç – Burak – Özer – Nedim – Gürkan


Sarı Kart: Metin (Nankatsu)


Goller: Ersin(2),Yasin(2),Metin / Burak,Nedim

Maçın Adamı: Yasin Erkol (Nankatsu)

Defanstaki hatasız oyununu, attığı iki gol ve yaptığı asistle süsleyen tecrübeli oyuncu, ekibini sırtlayan isim oldu. Nankatsu takımının iki kaptanından biri olan Yasin, bu takımın kurulmasında ve başarısında diğer kaptan Umut Köybaşı ile en büyük paya sahip. Kaptan, saha dışındaki başarısını saha içine de taşıdığı sürece takımının sıkıntıları minimuma inecektir.

İstanbul Ligi 2. hafta


İşim gereği İstanbul dışında görevli olduğumdan 2. ve 3. hafta maçlarında forma giyemedim. 2. haftadaki rakibimiz şampiyonluk adaylarında Real Bosna idi. Gerek yokluğum, gerekse takımdaki rotasyon yüzünden, ayrıca rakip kalecinin çok iyi olması, hakemin de aşırı sertliğe izin vermesi sebebiyle maçı gol atamadan bitirdik ve mağlup olduk.

NANKATSU 0 - 5 Real Bosna

Bakırköy grubu son maçında Nankatsu ve Real Bosna karşı karşıya geldi. Maça Nankatsu hızlı başladı. Fakat buldukları pozisyonlarda Real Bosna kalecisi Uğur’ u geçemedi. Kontra ataklarla gol arayan Real Bosna aradığı golü bularak durumu 1-0 yaptı. Golden sonra ataklarına devam eden Nankatsu yine kaleci Uğur engeline takıldı. Ardından Real Bosna 2. golü buldu. Bu skordan sonra özellikle Mert’ in önderliğinde gelişen Nankatsu ataklarında pozisyonları cömertçe harcadılar. Real Bosna ise girdikleri pozisyonlarda etkili bitirici vuruşlar ile maçın ilk yarısını 3-0 sonuçla kapattı.


İki takımında çok hızlı başladığı 2. yarı , ilk 10 dakika karşılıklı ataklarla geçildi. 2. yarının 11. dakikasında ani gelişen Real Bosna atağında Yasin durumu 4-0’ a taşıdı. Bu skordan sonra oyundan düşen Nankatsu ekibi karşısında daha rahat pozisyona giren Real Bosna ekibi 5. golü de bularak maçın skorunu tayin etti.


Goller: Yasin (4), Ender

Sarı Kart: Ayhan Yücel ( Real Bosna )

Maçın Adamı: Uğur Yavuz ( Real Bosna )

Ligin ilk maçında da oyuna damgasını vuran Uğur Yavuz, ikinci maçta da fırtına gibi esti. Bu ligin en kaliteli kalecisi olduğunu bir kez daha kanıtlayan Uğur, lige damga vuracağını taraflı tarafsız herkese gösterdi.

İstanbul Ligi 1. hafta




Uzun zamandır yapamadığımız bir açılış maçı oldu bizim için. Rakibe top göztermedik desek yeridir. Bir kaç gün önce yaptığımız hazırlık maçı sayesinde herkes ne yapacağını bilecek şekilde maça başladık. Takım kaptanı olarak maçtan önce yaptığım konuşmada kendimi tecrübeli bir antrenör gibi hissettim açıkçası. Tam dokuz gol attığım bu maçta bir aydır yaptığım kondisyon çalışmalarının sonucunu aldım diyebilirim. Geçen sene yaşadığım beceriksiz ve şanssız maçları unutmayarak, aldığım topları en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştım. Saha içinden de maçı takip ederek pas trafiğini hızlandırmak ve açıkları kapatmak istedim. Ekibimin tecrübeli ve dinamik olması sayesinde lige süper bir başlangıç yaptık. Bu maçın ardından ben ve Mert haftanın karmasına seçildik. Ben de gol krallığında ilk sırada yer aldım. Diğer maçlardaki skorlara baktığımda benden çok gol atan takım olmadığını görmek harika bir duyguydu. Herkesi tebrik ediyorum. Aşağıda maçla ilgili yazılmış yazıyı okuyabilirsiniz. Orjinal sayfaya ise skor yazılı bağlantıyla ulaşabilirsiniz. Herkese eğlenceli ve sakatlık olmayan futbol günleri diliyorum.


NANKATSU 21 - 3 Dejavu Spor

Bakırköy Grubunun açılış maçlarından biri olan Nankatsu – Dejavuspor maçı, baştan sona Nankatsu üstünlüğü ile geçti. Nankatsu forveti Mert’in yaptığı etkili driplingler, iki kaptan Yasin ve Umut’un etkili oyunları, ve defanstaki uyum turunculara galibiyeti getirdi. Özellikle Mert ile Umut’un uyumu gözden kaçmadı. Nankatsu oynadığı futbol ile taraflı tarafsız herkes tarafından alkışlandı. Galibiyette en önemli paya sahip olan Nankatsu’nun ileri ikilisi Mert ve Umut’un attığı goller görülmeye değerdi. Takımın 10 numarası Soner Bayraktar ve defansın solunda oynayan yılların tecrübesi Yasin Erkol hem oynadıkları oyunla hem de attıkları gollerle tam not aldılar. Maçta 9 gol birden atan Umut Köybaşı ilk haftadan gol krallığında gözü olduğunu belli etti.

Dejavu takımı ise maç boyunca temiz oyunları ve fair play anlayışları ile tüm izleyenlerin takdirini kazandı. Dejavu’ya “ilk elin günahı” olmaz diyoruz.

Goller: Nankatsu: Umut Köybaşı (9), Mert Yiğit (4), Soner Bayraktar (3), Yasin Erkol (3) Ferhat, Berk – Dejavu: Engin, Deniz, Soner

Maçın Adamı : Mert Yiğit (Nankatsu)

Nankatsu ekibinin genç ve dinamik oyuncusu Mert, oyun stiliyle tüm izleyenleri kendisine hayran bıraktı. Özellikle yaptığı driplingler ve çabukluğuyla Christiano Ronaldo’yu andıran Mert ligin hatırı sayılır oyuncularından biri olmaya aday.

İstanbul Ligi başladı..




Merhabalar. Zıpkın, tüplü dalış, paintball derken birazda futboldan bahsedelim. Çocukluğumdan beri severek oynadığım futbolda, her ne kadar biryerlere gelme şansını çoktan kaçırmış olsam da, hala iyi olduğumu düşünüyorum. Yıllardır düzenli sayılacak şekilde oynamak, fizik kondisyonumun iyi olması, neredeyse hiç sakatlanmamış olmak, tecrübe kazandıkça daha verimli oynamak, gol vuruşu yüzdemin yüksek olması hala iyi olduğumu düşündüren bir kaç nedenim.

Üniversiteyi bitirip İstanbul'a geldikten sonra çocukluk arkadaşlarımla buluşup sık sık halı saha maçları yapmaya başladık. Çok çeşitli sahalarda, çeşitli takımlarla maçlar yaptık. Beraber bir çok turnuvaya katıldık. Birbirimizin özelliklerini iyi anladık ve kabul ettik. Bu sene katıldığımız İstanbul Ligi organizasyonu ise bizim için adeta yeniden doğuş gibi oldu. Önceki yıllarda orta karar bir takımken, bu yıl takıma kaynaştırdığımız gençlerle çok daha güçlü ve zirveye oynayan bir takımımız oldu.

www.istanbulligi.com adresinden de takip edebileceğiniz lige NANKATSU adıyla katıldık. Sonraki kayıtlarımda bizim takımın maç yorumlarını ve fotoğraflarını sizlerle paylaşacağım. Görüşmek üzere.

Maç Programımız:
1. Hafta: Dejavu Spor
2. Hafta: Real Bosna
3. Hafta: Müşkülpesent Tosbaa
4. Hafta: Genç Kardeşler
5. Hafta: Basın Sitesi
6. Hafta: Altıpastan Gol Kaçmaz
7. Hafta: Dörteksi
8. Hafta: Hipp Türkiye
9. Hafta: Yıldırım Spor

3 Eylül 2010 Cuma

Ören'de bir hafta 2010



Babamların Ören’de tuttukları yazlık farklı bir dalış noktası olması sebebiyle benim için güzel bir alternatif oldu. Orada kaldığımız bir hafta boyunca sadece bir kere dalmış olsam da bereketli bir av olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Maskesiz yüzmediğim için de değişik açılardan da bereketli oldu Ören benim için. Daha ilk dalışımda bulduğum on lira, maske ve tek palet ve gördüğüm büyük balıklar eğlencenin habercisiydi. İkinci gün sabah altıda suya girdim. Beş mırmır, üç barbun, bir kupes ve bir sargozla akşam yemeğinde herkese bir büyük, bir küçük balık yedirmiş oldum. Sonraki günleri kızımla yüzme çalışması yaparak geçirdim. Son gün ise bulduğum elli lira “biraz daha kalsam mı acaba?” diye düşündürttü doğrusu. Tatilin kalanı için Dikili’ye döndüm ve orada avlanmaya devam ettim. Herkese kazasız dalışlar diliyorum.

Dikili'de 2010 yazı











Dikili’de dalışlarıma senelik izne ayrıldıktan sonra devam etme fırsatı yakaladım. Bu senenin en önemli özelliği, artık mırmırlarla aramın daha iyi oluşu. Neredeyse çağırdığım her mırmır dizgide yerini aldı. Bunun dışında çeşit çalışıyor olmam da yine sevindirici bir gelişme. Kayınpederimin zıpkını da düzeltince oldukça bereketli sofralar yapmaya başladık beraber. Ahtapotları ve pisileri zıpkın atmadan almaya çalışıyorum. Bir tane ahtapot bu yüzden sağ kolumu vantuzlarıyla emdi ve morarttı. Yine epey balık ıskalasam da, nişanımın oldukça geliştiğini söyleyebilirim. Daha uzak ve daha isabetli atışlar yapabiliyorum. Bu sayede pek çok mırmır, kefal, ilk defa rastladığım tirsi, karagöz ve kupes vurdum. Yine de yakın atışlarda bazen kaçırabiliyorum. Özellikle yan vermesini beklediğim balıkları kaçırıyorum. Bazen beklememek gerekiyormuş. Gördüğüm küçük turna sürüsü, taklalar atarak dolaşan tirsi sürüsü, yeniden gördüğüm müren ve kaplumbağa, kayınpederimin vurduğu domuz balığı, kalamar, yılan balığı, zargana balıkları, bazılarını vurabildiğim iri kefaller bu senenin ilginçlikleriydiler benim için. Yukarıda kayınpederimle yaptığım avların resimleri var. Herkese bereketli avlar.

13 Temmuz 2010 Salı

Tek Yıldız Dalgıç


Merhabalar. Dalış hayatıma yepyeni bir yön verdim geçtiğimiz hafta sonu. Geyikli'de bulunan Posidonia Dalış Merkezi'nde dalış eğitmeni İlkay Bey'den aldığım kurs sonucunda tek yıldız dalgıç olmaya hak kazandım. İş arkadaşım Gökhan'ın akrabası olan İlkay Bey, öncelikle teorik derslerle başladı kursa. Kendi tecrübeleriyle süslediği, biraz göz korkutarak, biraz cesaret vererek anlattığı derslerde işaretleşme, emniyet kuralları, kurallra uymanın gerekliliği, insan fizyolojisi ve dalış arasındaki ilişkiden, yaşanabilecek tehlikelerden, bunlardan nasıl kaçınacağımızdan, ancak başımıza gelirse kısaca neler yapabileceğimizden bahsettik. Ekipmanı kuşanmayı gösterdikten sonra denize girdik. İlk çalışmamız suya batma, maske çıkarma, takma ve tahliyesi, mapsı bırakma ve bulma oldu. Zıpkıncılığın verdiği tecrübe ile bunları kolaylıkla yaptım. Tüpe ve can yeleğine rağmen dengemi kolayıkla sağlayıp İlkay Bey'in arkasından yüzmeye koyuldum. Sık sık göz teması ve işaretleşerek her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol ettik. Bozcaada feribot iskelesinin yanında olan dalış merkezinin öğrencileri kadar balıkları da varmış. İskelenin altında boy boy mığrılar ve istakozlar yuvalarında yatarken, karagözler, gridalar, kiklalar, barbunlar ortalıkta cirit atıyorlardı. Israrla bizi takip eden bir melanur bile vardı. Şakayıklara dokunmamam için uyarıldım. Bu arada ortalıkta çok fazla trakonya gördüm. Onlar için de kendi kendimi uyardım. İskele direklerinin altında bir saate yakın dolaştık. Kıyıya çıktığımızda hala tüpümün yarısı doluydu. Klima tadındaki kuru havayı gayet güzel kullanmıştım.
Biraz dinlendikten sonra ikinci dalışımı Gökhan ile yaptım. Aynı yerlerde dolandık. Maske tahliyesi ve maps bulma çalıştım. Balıklar akşam olduğu için saklanmışlardı sanki. Çıktıktan sonra yemeğe oturduğumuzda hava iyice kararmıştı. Kiloluk dil balığı yanında küçük karagözler ve salata ile süper bir yemek oldu. Dİli ve diğer balıkları deniz suyunda temizlerken, "işte hayat bu" dedim kendi kendime.
Pazar günü ilk dalışımda ilk defa dalacak olan birisi daha vardı. İlkay Bey'in liderliğinde ikimizde suya girdik. Ben sanki çok tecrübeliymişim gibi yeni arkadaşı takip ediyordum sürekli göz ucuyla. Bir kaç poz fotoğraf çekildik. Çıktıktan sonra yine hep beraber öğlen yemeği yedik ve biraz dinlendikten sonra yine Gökhan ile suya girdik. Mığrıları sevmek istedim ama yapmadım rahatsız olmamaları için. Kırdığımız bir deniz kestanesiyle ot balıklarını besledik. Belki bir defa daha girebilirdk suya ancak dönüş vakti gelmişti. İlkay Bey zıpkınla dalış tecrübelerimden dolayı hemen adapte olduğumu söyledi. Kursun son dalışını senelik izne ayrıldığımda Kömür Limanı'nda yapacağım. Bu güzel dünyaya bir de bu şekilde bakabilmek çok harika. Jack Cousto'nun açtığı bu yolda geç de olsa ilerliyor olmak çok büyük keyif veriyor. Farklı yerlerde, değişik derinliklere dalış yapabilmek için sabırsızlanıyorum. Herkese emniyetli ve keyifli dalışlar.

6 Temmuz 2010 Salı

Yaz başladı



Merhabalar. Nihayet yazı başlattık. Dikili'ye eşimi ve kızımı bırakmak için gittik hafta sonu. Benim iznim henüz başlamasa da tatil başladı. Kızımın ilk deniz keyfini yaşaması sevindirici oldu. Suya çabuk alışan Özüm önce benimle sonra anneannesiyle beraber yüzdü, dalgalarla oynadı. Cumartesi öğleden sonra kızım ilk yüzme deneyimini yaşadıktan sonra ben de Dikili zıpkın sezonumu açtım.

Cumartesi akşama doğru ve pazar sabah iki defa daldığım Dikili'de, ilk dalışımda her zaman ki kayalıklarımdan iri bir kikla alarak sezonu açtım. Ardından epey bir süre boş gezdikten sonra etrafımda ısrarla dolaşan kupez sürüsüne iki deneme atışı yaptım. İkisi de gayet başarılı olan atışlar sonucunda iki kupez de dizgide yerini aldılar. Vurduğum ama elimden kaçan iri hani canımı sıksa da keyfimi bozamadı. Dönüşte karşıma çıkan küçük pisiyi zıpkın atmadan almayı denedim ve aldım.

Pazar sabahı İstanbul'a dönmeden yaptığım dalışımda ise üç tane lapin aldım ama şanssızlık yine benimleydi. İki lapini ve bir mırmırı yaraladım ne yazık ki. Avcılık iyi ama arkada yaralı bırakma duygusu çok kötü. Herkse sağlıklı ve bereketli dalışlar ve avlar diliyorum. Resimler telefonla çekildiği için biraz ufak kaldı kusura bakmayın.

18 Haziran 2010 Cuma

Marmara Ereğlisi'nden ilk av


Merhabalar. Doğup büyüdüğüm, denizle tanışıp aşık olduğum, ancak balıkçılığa hiç bulaşamadığım yerde, nihayet zıpkın avı yapma fırsatı buldum. İzinli olduğum iki günün ilkinde kardeşimle beraber gittiğim denizde ilk dalışımı zıpkınsız olarak yaptım. Daha suya girer girmez bana merhaba diyen levrek, zıpkınımı almadığıma pişman etti beni. Kardeşimle beraber küçüklüğümde bana çok büyük gelen denizde yüzmeye devam ettik. Ya ben büyümüşüm, ya da denizimiz küçülmüş. Eskiden çok uzak gelen limana kardeşimle beraber beş dakikada ulaştık. Kayaların arasında çiftleşen tokalaklar, pavuryalar, küçük balıklar dolanıyordu. Gördüğüm kikla ve eşkina süzülerek kayaların arasına girerken ben yine zıpkınımı almadığım için hayıflandım.

Ertesi gün kardeşim yanımda yoktu ve ben Ereğli burnunun arka tarafında dalış yaptım. Akrabam Yasin'i de kandırdım benimle gelmesi için ancak onun malzemeleri epey eski olduğu için kıyıda takıldı. Bense yaklaşık beş saat suda kaldım. Yüzmeyi öğrendiğim, daha önce gözlükle yüzmediğim yerleri yeniden keşfettim. Küçükken korkutucu gelen kayalık ve yosunlar şimdi birer balık yuvası olmuşlardı benim için. Sürüyle ot balığı ve yazılı hani gördüm. Hiçbirisine atış yapmak içimden gelmedi. Agaşonlarıma da cevap alamadım. Derken benim gedikli balıklarım göründü. Dikili'de bol bol avladığım kiklalardan üç tane peşpeşe avladım. Uzak geçen bir kaç sivriburunun ardından agaşonumla ilgilenmeden devam eden bir çipurayı şanslı bir atışla avladım. Gördüğüm eşkina sürüsüne ise uzak kaldığım için yaptığım atış boşa gitti. Çiftleşen tokalaklar ve pavuryalara garip görünümlü yengeçler de eklenmişti. Denizde ahtapot olmadığından müren ve mığrı gibi tehlikeli olabilecek balıklar da yoktu. Bu sayede her taşın altına çekinmeden başımı, kolumu sokabildim.

Balıkları aldıktan sonra avlanmaktan çok manzara seyretmeye dönüşen dalışımı keyifli ve yorgun olarak tamamladım. Eve döndüğümde balıklar kızıma akşam yemeği oldu. Balığı keyifle yiyen küçük kızım için Dikili günlerini iple çekiyorum. Herkese sağlıklı ve bereketli avlar.

16 Mayıs 2010 Pazar

İnsan avı, paintball




Herkese merhabalar. Hep balık avı anlatmıyorum biliyorsunuz. Bu yazımda insan avımızı anlatacağım. Tabi ki gerçek bir av değil. Boya topları atan tüfeklerle Beykoz Kaymakdonduran tesislerinde yaptığımız paintball macerası bu.

On kişilik oyuncu grubu ve beş kişilik seyircimizle gittiğimiz tesisin açık alanında iki takım halinde bayrak kapma usulüne göre üç devreden oynadığımız oyun, dışarıdan basit görünse bile, taktik ve cesaret gerektiren, vurulduğunuzda az da olsa can yakan ve morlukların yaklaşık iki haftada geçtiği sert bir spor aslında.

Askeri bir taktik bilmenize çok gerek yok aslında. Gerekli olan ekibin birbirini iyi tanıması ve koordineli hareket edebilmeleri. On beş dakikalık üç devreden oynadığımız oyunun ilk devresinde ekibimle iyi organize olamadık ve kısa sayılacak bir sürede bayrağımızı kaptırdık. Yediğimiz boya mermiler yanımıza kar kaldı. Ancak sonraki devrede bayrağı biz aldık ve durumu eşitledik. Son devrede bayrağı kaptırmamıza ramak kalmıştı ancak son bir atışla bayrağımızı kurtardık ve oyun berabere bitti. Hakemin saydıklarına göre bizim ekip daha çok vurmuş görünüyordu. Ancak oyunun hakkı beraberlikti bence.

Her ne kadar biz daha çok vurmuş görünsek de ekibimin içinde en çok morluğa sahip olan bendim. Atak ve saldırgan bir dürtüyle ileri saflara hızla gidip vurulup geri döndüm sürekli. Hele bir seferinde bayrağı almaya çok yaklaşmışken sırtımdan dört yerden vurdular beni. Oyun bittiğinde sırtımda dört, sol kolumda üç, göğsümde, sol bacağımda, başımda, her iki böbreğimde ve başımda birer tane olmak üzere toplam on üç morluğum vardı. Bir de tam maskemden ve silahımdan vurulduğumu göz önüne alırsak ne kadar ateş altında kaldığımı anlarsınız sanırım. Morluklarımsa daha yeni geçtiler.

Tesisin güzel tarafı açık alan olması ve alanın büyüklüğüydü. Ağaçlar ve yapılan setler iyi koruma sağlıyorlardı. Kötü tarafı ise kıyafet olarak sadece tulum, eldiven ve kötü bir maske verilmesiydi. Eğer araziye uygun ayakkabınız yoksa oynama şansınız pek yok. Çünkü arazi eğimli, kaygan ve ağaçlık. Maske ise sadece yüz ve kulakları kapıyor. Başın geri kalan kısmı açıkta kalıyor ki başımda oluşan şişlik bu yüzden oldu. Tulumun üstüne koruyucu bir yelek verilmemesi yine kötü bir durum. Bir de maskeler ne kadar temizlersek temizleyelim sıcaktan ve terden dolayı en iyi ihtimalle iki devre dayanıyorlar. Üçüncü devrede buhardan dolayı önümü bile göremiyordum.

Her neyse asıl olan bu oyunun bana gerçek savaş durumunun ne kadar çetin olabileceğini göstermesiydi. Yağmur gibi gelen boya mermilerden kaçmak bu kadar zorken, başta Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşımızın tüm cephelerinde, gerçek mermiye göğüslerini siper eden, bu güzel vatanımızda özgürce yaşamamızı sağlayan tüm şehitlerimizi, savaşın korkunçluğunu yaşayan herkesi, cumhuriyetimizin kurucusu ve yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ü rahmet ve minnetle anıyorum. Allah kimseye bir daha böyle kötü günler göstermesin.

Herkese mutlu, eğlenceli ve özgür günler diliyorum.

11 Mayıs 2010 Salı

Turkuazoo




Balıklara uzun süre ara vermiş biri olarak, ailemle beraber gittiğim Turkuazoo ilginç bir deneyim oldu. Aklıma Monte Carlo’da gittiğimiz deniz müzesi geldi hemen. Orada da kendimi kaybetmiştim. Ne yazık ki fotoğraf makinemizin pili bittiğinden hiç resim çekememiştim. Burada ise hemen hemen her balığı resimlemeye çalıştım. Sağımızdan, solumuzdan, üstümüzden köpekbalığı, vatozlar, mercanlar, çipuralar, sinaritlerin geçtiği tünel çok değişik bir deneyim oldu. Bereketli bir mera da yüzüyor hissettim kendimi. Avcı dürtülerim beni oldukça zorlasa da sadece bakmakla yetindim mecburen bu güzelliğe. Dev orfoza, dev istakoza ve tüm diğer balıklara adeta yiyecekmiş gibi baktım. Mığrılar ve mürenler adeta hareketsiz yatarlarken yerlerinde, denizde ne kadar tehlikeli olabileceklerini düşündüm. Amazon balıkları da çok ilginçtiler doğrusu. Bence herkesin görmesi gereken bir yer. Ancak balık türleri hakkında daha çok bilgi verilmeli diye düşünüyorum. Yine de özellikle çocukların çok eğleneceği ve bilgileneceği bir yer. Herkese şimdiden iyi eğlenceler.

27 Nisan 2010 Salı

Hatay'da mutlu son



Hatay’daki son dalışım yine bir ilke sahne oldu. Oldukça kısa süren bu dalışımda bir ispendek ve bir barbun aldıktan sonra kaya diplerini yoklamaya başladım. Zebra karagözler bile ortada görünmezken yüksek bir kayanın ortasında gördüğüm çıkıntı, bunca zamandır karşılaşmayı beklediğim şeydi. Bir karavida kayaya tutunmuş, adeta güneşleniyordu. Tabi bu onun için hayırlı olmadı pek. Şişin ucunda karavida ile dışarı çıktım ve yine Hatay dalışlarımı noktaladım. Yine bereketli geçmişti günlerim. Yeniden Hatay’a gelme şansım olursa, artık nerelerde avlanacağımı iyi biliyorum. Herkese bereketli, emniyetli avlar.

Kısmet işi

Denizin dalgalı ve bulanık oluşundan dolayı birkaç gün ayrı kaldığım dalışa İstanbul'a dönmeden geri dönme fırsatı yakaladım. Suya girer girmez bir barbun vurunca keyifli bir gün olacağını düşünmüştüm. Meğer öyle değilmiş. Zıpkınımla yaşadığım sıkıntılar, yakın mesafeden kaçan balıklar canımı sıkmaya başladı. Bir de üstüne çıkan dalga beni adeta sarhoşa çevirdi. Uzun süreli bir agaşonuma cevap veren tek balık olan ufak sargoz dizgideki yerini alırken, ben nerede hata yaptığımı düşünüyordum. Altı oyuk bir kayada epey bir süre oyalandım fakat kaçan iri bir zebra karagözden başka bir şey göremedim. Bu arada biraz ileride fark ettiğim iri ahtapot da derince bir yarığa kaçınca elim boş kaldım. Her zaman ki müdavimlerimden bir yazılı hani şişe geçtiğinde vakit öğleni geçmişti. Çıkmakla devam etmek arasında kaldım ve devam etmeye karar verdim. Peş peşe aldığım iki zebra karagöz ve bir sivriburun karagözden sonra keyifli ancak takatim kalmamış bir şekilde sudan çıktım.

17 Nisan 2010 Cumartesi

14 metrede


Bu dalış günümde öğlen mola vererek iki defa dalmış oldum. Sabah seansım iyi ve bereketli geçti. Büyüklükleri makul olan ikişer adet zebra karagöz ve sivriburun karagöz vurmayı başardım. Çıkmadan önce vurduğum zurna balığı da günün çeşnisi oldu. Öğleden sonra tekrar döndüğüm dalışım da su biraz bulandığı için pek balık göremedim. Yine de iki tane sargoz ve bir yazılı hani almayı başardım. Akşam bir gün önceki balıklar ve vurduklarım, yanında ahtapot salatasıyla beraber ekibime ziyafet oldular. Sabah erken saatte kalkıp mesaim başlamadan tekrar suya girdim. Köylülerden Yılmaz da sudaydı. Beraber büyük kayalıklara gittik. Orada dalış olarak kariyer rekorumu kırdım. Saatimin kadranı 14 metreye indiğimi gösteriyordu. Sabah sabah balık görememiş olsam da o kadar derine inmek bile beni mutlu etti. Yine de, ne kadar iyi dalıcı olsak da hiçbir balığın kendi hayatımızdan daha değerli olduğunu unutmamamız gerekir. Herkese emniyetli dalışlar.

11 Nisan 2010 Pazar

2010 Hatay günleri


Havanın kapalı ve denizin sakin olduğu bu dalış günümde amacım kıyı taraması yapmaktı. Öğlene kadar bu şekilde yüzdüm ancak planladığım yerlerde su çok bulanık olduğundan biraz açıktan yüzmek zorunda kaldım. Bugünün kısmetinde zebra karagözler vardı. Önce iki tane zebra karagöz vurdum. Sonra bir tanesi sayesinde iri bir sargoz aldım. Burnun diğer yanına döndüğümde yaklaşık iki kilogramlık bir ahtapotla karşılaştım. Zıpkın atmadan almaya çalıştım bu defa ahtapotu. Bir taşın altına kaçtığı için uğraştım beş dakika kadar ama sonunda ahtapotu girdiği yerden çıkardım. O sırada kıyıda olan bir arkadaşa ahtapotu ve balıkları teslim edip dalışıma geri döndüm. Boşalan dizgimi kısa zamanda bir sivriburun karagöz, bir sargoz ve bir papağan ile tekrar doldurdum. Bu arada kayalık bir yerde pusuya yattığımda bir sarpa sürüsü gördüm. En irisine nişan almama rağmen dalga yüzünden ıskaladım. Ben ıskalar ıskalamaz kiloluk bir çipuranın da orada dolandığını fark ettim. Çipura beynimi döndürürken gelen bir dalga da beni tepe taklak edip kayalıklara vurdu. Ben bir an önce zıpkını kurmaya çalışırken dalga yüzünden epey vakit kaybettim. Nihayet dengemi bulup zıpkını kurmaya çalıştığım esnada çipura yarım metre kadar yanıma gelip bana baktı. Ardından da gözden kayboldu. Kendimi kaybettim sanırım orada. Bir saat kadar amaçsızca dolaştım suda. En sonunda yine bir zebra karagöz alıp çıktım. Ama keşfettiğim yeni yerleri çok beğendim. Bir dahaki dalışımda kıyıda vakit kaybetmeyeceğim. Gideceğim yer belli. Umarım dalgasız ve güneşli bir gün olur.

7 Nisan 2010 Çarşamba

2010 Hatay günleri




Kaldığımız yerde deniz dalgalı ve hava rüzgarlı olduğu için Arsuz’a geçtim. Ancak dalmama rağmen su burnumun ucunu göremeyecek kadar bulanık olduğundan bir saat kadar yüzüp çıktım dışarı. İki gün sonra deniz nispeten düzelmişti. Sabah erkenden Osman ile beraber dalışa başladık. Su yine bulanık sayılırdı. Ancak kıyıya yakın kayalıklarda görüş iyi olduğu için kıyı taraması yapmaya devam ettik. Suya girdiğimizde gördüğüm iri ahtapotu taşımaya üşendiğim için vurmadım. Epey bir yüzdükten sonra elimde sadece bir iskorpit, bir ispendek ve bir de agaşonuma çok uzaktan cevap veren ve şanslı bir atışla vurduğum sargoz vardı. Yırtıp kaçan bir metreden uzun zurna ise günümün şanssızlığıydı. Osman da ise hiçbir şey yoktu. Çıkmaya karar verdiğimde aynı ahtapotla tekrar karşılaştım. Sanki bıraktığım yerde gelmemi bekliyor gibiydi. Biraz uğraştırdı beni, ancak söndürüp şişe geçirmeyi başardım. Dışarı çıkıp tarttığımda ise iyice şaşırdım. Kafası olmadan üç buçuk kilogramın üzerinde gelmişti bu iri ahtapot. Daha önce vurduğum bir buçuk metrelik ahtapot bile çok daha hafifti. Demek ki ahtapotun ağırlığı kol boyuyla değil kol kalınlığıyla doğru orantılı. Herkese emniyetli ve bereketli avlar.

3 Nisan 2010 Cumartesi

2010 Sezon Açılışı Hatay


Uzun bir aradan sonra yeniden iş için geldiğim Hatay’da dalış yapmadan durmak olmazdı. Mart başı olmasına rağmen soğuk sayılabilecek bir su ve çalkantılı, hatta dalgalı bir deniz beni bekliyordu. Dalış gününü sabahı arkadaşların kıyıda bir kayanın üzerinde yakaladığı iki kilogramlık ahtapot ve köylülerden bir balıkçının bize bıraktığı turna iştahımı kabartmıştı. Bunlara rağmen suya girdiğimde şaşırmadım. Çünkü su tahmin ettiğim gibi bulanıktı. Dalganın da artmasıyla dalmak epey problemli olmaya başladı. Hatta gözlüğümle uğraştığım bir sırada şnorkelimi düşürdüm. Neyse ki dalgaya rağmen üzerinde olduğum kayanın dibine düşmüştü.


Dalışa devam ettim ve günün ilk şanslısı bir papağan oldu. Bulanık suya ve uzak bir atışa rağmen tam kafadan vurduğum bu papağan 2010 yılının ilk balığı oldu. Belki levrek bulurum umuduyla kıyıya doğru yaklaştım. Ancak bulduğum balık bir kefal oldu. Arkasına yattığım kayanın tam önünden geçen üçlü bir kefal grubunun en irisini almak hiç zor olmadı. Bu sırada partnerim Osman üşüdüğünü söyleyerek sudan çıktı. O çıktığı için ben de kıyıdan yüzerek meranın solundaki buruna doğru ilerledim. Burunda bir levrekle karşılaştım. Ancak benimle ilgilenmeden yoluna devam etti. Ben de onunla ilgilenmeden geri döndüm ve biraz gerideki kayanın arkasına saklandım. Az sonra levrek önümdeydi. İsabetli bir atış sonucu solungaçtan geçen şiş öbür taraftan çıkmış, levrek ipe geçmişti. Porsiyonluk bu levreğin ardından hava iyice bozduğundan çıkmaya karar verdim. Çıkacağım yerde bekleyen bir papağan da günün son balığı olarak dizgideki yerini aldı. Umarım sonraki dalış günlerimde havalar güzel olur.

3 Şubat 2010 Çarşamba

Kışlık ekipmanım

Hatay dalışlarımda kullandığım malzemeler:

5mm Orka Basic iki parça elbise XL

3mm Beuchat eldiven S

3mm Albasub çorap

Freesub Goldenhorn 75cm zıpkın

Cressi-sub kısa palet
Apnea maske
Prinex çakı
Effesub şamandıra
8kg kurşun bel ağırlığı

2x500gr bilek ağırlığı



Underwater Kinetics Mini Q40 taş altı feneri

Quantum Barracuda dalış saati

Dizgi