30 Eylül 2014 Salı

Akşam suyu



İşten çıkışta arkadaşla birbirimizi gaza getirdik ve hazırlanıp deniz kenarına gittik. Su şaşılacak derecede berrak görünüyordu. Ancak balıklar ortalıkta yoktu. Arkadaşım gördüğü kefalleri avlarken, bense iki tane barbun ve iki tane kalamar almayı başardım. Çıkışıma yakın karşıma çıkan mavi yengeci tuttum ancak kıskacı eldivene rağmen parmağımı sıkmayı başarınca elimi sallayarak geri attım. Sonra da peşine düştüm yengecin. Az sonra onu tekrar kıstırıp yakalamayı başardım. Bu defa parmaklarıma ulaşamadı. Avı sonlandırıp kıyıya çıktım. Arkadaşım bir süre daha devam etti. Yengeçten dolayı değişik bir av tecrübesi oldu benim için. Sağlıklı günler diliyorum.

28 Eylül 2014 Pazar

Aşı Koyunda pazar sabahı




Merhabalar. Bu hafta sonu bir çılgınlık daha yaptık ve sabah beşte yollara düştük dört kafadar. İki kişi olta, iki kişi de zıpkın yapma niyetindeydik. Zıpkıncı ikiliden bir bendim tabi ki. Daha hava aydınlanmadan suya girebildik Aşı koyunda. Daha girer girmez iri bir melanur karşıladı beni. Normalde uğraşmadığım bu balık güzel bir poz verince günün ilk avı oldu. Ardından üzerimden geçmeye niyetlenen bir kalamarı vurmayı başardım. Uzun zamandır kalamar vurmadığım için keyfim bir kat artmış oldu. "Sabahın erken saatinde kafayı mı yediniz?" diye soran eşime "yarım kiloluk çupraları götürürken iyi oluyor ama" diye cevap vermiştim. Sanki içime doğmuş. Derin bir noktada karşıma çıkan çupra zahmetsizce kendini önce şişte sonra dizgide buluverdi. 600 gram civarı geldi bu çupra. Oltacı arkadaşlara balıkları teslim ettikten sonra kıyı taraması yapmaya başladım. Bir barbun aldıktan sonra bir kayanın altında iki sargoz ve bir orfoz gördüm. Uzun süren uğraşlardan sonra sargozlardan birini almayı başardım. Orfoz küçük olduğu için ve diğer sargoz kaybolduğu için uğraşmayı bıraktım. Son barbunu da aldıktan sonra çıktım. Öncesinde kafasından vurduğum iri bir müren kelebek açılmadığı için şişten kurtulup oyuğuna girdi. Beklememe rağmen geri çıkmadı. Bir de kilo üstü bir orfoz gördüm bir kayanın altında ama o da bir daha görüntü vermediği için atma fırsatım olmadı. Bir de kilo üstü sinarit gördüm ama o da ben ona yaklaşmaya çalıştıkça derine kaçtı. Kulaklarım artık yeter dediği için onu da takip edemedim. Güzel ve verimli bir dalış oldu Aşı koyu benim için. Oltacı arkadaşlarım beklentilerini karşılayamadılar ama güzel vakit geçirmiş olduk. Palamut ve yaladerma ise geçen haftadan oltaya takılan balıklar. Herkese sağlıklı günler.

15 Eylül 2014 Pazartesi

Duble haftasonu



Merhabalar. Hafta sonu oldukça yoğun bir dalış programım vardı. Cumartesi sabah beşte yola çıkarak lagos koyuna gittik iki arkadaşım ve onların çocukları ile. O patikadan elimizde malzemeler ve yanımızda çocuklarla geçtik. Hava aydınlanırken çocuklar ve birimiz şişme botla olta atmaya çıkarken, ben ve diğer arkadaşım zıpkınla dalmaya başladık. Arkadaşım acemi olduğu ve malzemeleriyle problem yaşadığı için pek verim alamadık. Ancak o yorulduktan sonra ben biraz mera araştırmaya başlayabildim. Akyalar azalmıştı ama yine de iki tane vurmayı başardım. Bir kaç palamuttan başka pek bir şey de görmedim açıkçası. İki saate yakın öyle yüzdüm. Ekip öğlen vakti toplanmaya başlayınca ben de kıyıyı tarayarak dönüşe geçtim. Aynı büyük kayanın dibinden önce barbunu, sonra ahtapotu aldım. Ardından grida sandığım orfozu vurdum. Şiş boylu boyunca girdiği için bırakamadım da. O da öylece gelmiş oldu ne yazık ki.

Pazar günü ise eşli-çocuklu bir tekne turu ayarladık. Amaç balık tutmaktı ve herkes oltalarını getirmişti. Ancak kaptanımız mera konusunda zayıf kaldığı için daha çok yüzme turu oldu bizimki. Ben her durakta daldım. İlk vurduğum kefal şişten yırttı ve üzerimden suyun dışına doğru atlayarak adeta beni çalımladı ve gözden kayboldu. İkinci durakta mırmırı, izmariti ve domuz balığını aldım. Ayrıca ben teknedeyken civarımıza gelen lambukaya dışardan atış yapmaya çalıştım ancak olmadı. Ben maskemi takıp suya girince de balık uzaklaştı. İlk defa bir lambukayı yüzerken görmüş oldum böylece. Üçüncü durakta, yarlı kıyıyı incelerken yaklaşık on metrede bir kayanın üzerine indim. Beş metre kadar aşağıdaki üç kilogramlık lagosu fark ettiğimde yine bir ilk yaşıyordum. Ben onun üzerine doğru süzülmeye geçtiğimde o da beni fark ederek derinlere doğru kaçtı. Ben de denizde ilk defa bir lagos görmüş olarak yüzeye geri döndüm. Son durakta artık yorulmuşum anlaşılan. Bir kaç mırmırı ıskaladıktan sonra ancak iri bir zurnayı vurabildim. Oltacılar toplam dört tane palamut, biraz kupes ve yazılı hani tutabildiler. Neyse ki aileler kaynaştı ve çocuklar eğlendiler. Güzel bir hafta sonunu böylece tamamlamış olduk. Herkese sağlıklı günler.

13 Eylül 2014 Cumartesi

Dalaman günleri

Merhabalar. Ne zamandır gitmek istediğim Lagos koyuna gitme fırsatı buldum nihayet. Adı bile balık kokan bu koy çok sapa bir yerde olduğu için gitmek biraz sıkıntı oluyor. Düz yoldan sonra uzun bir stabilize yol ve ardından yürünmesi gereken bir patika. Malzemelerle birlikte gitmek bir hayli uğraştırıcı. Neyse, gözümü kararttım ve yola düştüm. Daha denizin ilk göründüğü anda oraya geldiğime değeceğini anlamıştım. Uzun bir süre boş yüzmeme ve gördüğüm akya palazlarını ıskalamama rağmen keyfim yüksekti. İlk balığım yine bir pisi oldu. Onun hemen ardından gridayı da alınca keyfim katlandı. Koyun sağ tarafına yüzdüğümde gelen sivri burun karagöz de dizgide yerini aldı. Tek eksiğim akya kalmıştı. O da çıkmama yakın geldi. Böylece akya sezonunu açmış oldum. Herkese sağlıklı günler diliyorum.


1 Eylül 2014 Pazartesi

Dikili'de sezon sonu


Merhabalar. Kısa İstanbul yolculuğumun ardından sezonu bitirmek için tekrar Dikili'ye döndüm. Cuma akşamı ve cumartesi sabahı dalış yapabildim. Ancak denizde neredeyse hiç bir şey kalmamış diyebilirim. Meralar ve taş altları bomboş. Topu topu üç tane barbun, bir pisi ve bir de dil balığı avlayabildim. Diğer balıklardan eser bile yok. Arada sırada geçen kefaller de hiç istiflerini bozmadan uzaktan geçip gidiyorlar. Av sezonu açıldığı için herhalde balıklar ortadan kaybolmuş durumda. Benim de tatilim böylece bitmiş oldu. Herkse sağlıklı günler diliyorum.