27 Eylül 2011 Salı

Katrancı Koyu

Merhabalar. Babamların bizi ziyarete geldiği haftasonunda Katrancı Koyuna gittik hep beraber. Zıpkınımı götürmedim ama, fotoğraf makinam yanımdaydı. Su biraz bulanık olsa da yakına girince görüntüler ve balıklar netleşiyordu. Ben de elimden geldiğince fotoğraflamaya çalıştım balıkları. Çok kıyıda gördüğüm küçük lagos günü sürprizi olurken, mavi yengeç, barbunlar, mırmır seyirlik görüntüler oluşturdular. Kumu kazan küçük ıstakoz benzeri hayvanları yine görüntüleyemedim ne yazık ki. Bir daha ki sefere kısmetse. Kapalı su kaydırağından kayışımı ise video olarak çektim. Pek istediğim gibi olmadı görüntü ama en sonundaki dalış anı güzel oldu. Herkese keyifli günler diliyorum.











24 Eylül 2011 Cumartesi

Dalaman'dan

Merhabalar. Bu hafta boş olan günümde Dalaman'daki ilk avımı yapma şansı buldum. Yine oldukça dalgalı olan denizde, dört-beş metrelerde görüş iyiydi. Dalgadan ve bulanıklıktan dolayı kıyıdaki kayalara yanaşamadım. Açık sayılabilecek bir noktadan dalganın önünde dala çıka bir saat kadar ilerledim. Sonra akıntıya kaşı dönüşüm biraz uzun sürdü doğal olarak. Etrafta çok fazla papağan ve çarpan balıkları geziyordu. Zaten ilk iki balığım da bunlar oldular. Evdekiler tadını beğenir mi diye düşünerek önce papağan, ardından da çarpandan birer numune aldım. Yine dikkatli bakınca etrafta cirit attığını farkettiğim barbunlardan da bir tane vurmayı başardım. Uzaktan büyük sandığım ancak küçük olan bir sargozu da dizgiye taktım. Bir kayanın dibine bakarken farkettiğim küçük müreni bir süre takip ettim ancak vurmaya yeltenmedim. Müren bana avlanırken kolumu, başımı soktuğum taş altlarına daha dikkatli bakmam gerektiği konusunda bir ikaz vermiş oldu. Uzun süreli bir agaşona gelen karagöz, elimdeki seriyi tamamlamak ister gibiydi doğrusu. Uzaktan geçen kefallere ben de uzaktan bakarken, tek başına takılan bir melanur gördüm. Kötü bir atışla ıskaladığımı sandığım melanuru başından yaralamışım. Yer ve yön duygusu kaybolan balık üzerime gelmeye, etrafımda dönmeye başladı. Elimle yakalamaya çalıştım ancak başaramadım. Ben de boşta olan şişi mızrak gibi kullandım ve tek harekette balığı vurdum. Bu, pisileri saymazsam eğer, böyle aldığım ikinci balık oldu. Böylece evdekilere yetecek kadar balık vurmuş oldum. Dalganın eykisiyle iyice yorulduğumdan dalışı sonlandırdım ve eve döndüm.

Evde de kızımla beraber havuza girdik. Orada da yirmi metrelik havuzu suyun altından gidip gelişimi eşime kaydettirdim. Toplam kırk beş saniye sürdü yüzüşüm. Kendimi biraz daha geliştirmem gerekiyor sanırım derin dalışlar için. Havuzun sezonunu da böylece bitmiş oldu bu yıl için. Herkese kazasız avlar ve ailesiyle birlikte eğlenceli günler diliyorum.




6 Eylül 2011 Salı

Dikili'de sezon sonu 2011

Merhabalar. Dikili'de sezonun kapanışını yaptık ne yazık ki. Kayınpederimle birlikte çıktığımız son seferde bolca balık avladık. Pisiler ve papağanlar oldukça fazlaydı. Benim şansıma Dikili'de ilk defa gördüğüm Akya palazları düştü. Meraklı bir balık gibi zıpkının ucuna kadar gelen iki akyayı zorlanmadan vurdum. Diğerini ise papazların arasında gördüm. Bu nasıl papaz diye yaklaştığımda yine bir akyayla karşılaştığımı anladım ve onu da dizgiye eklemekte zorlanmadım. Keşke biraz daha büyük olsaydı bu akyalar. Muhtemelen Dikili kıyılarına kadar gelen yunuslardan kaçmak için, ya da yunuslardan geriye birşey kalmadığından yiyecek bulmak için bu kadar yakınlara gelmişlerdi akyalar. Böylece de benim kısmetim oldular. İrileşmiş bir izmarit ve beni her daim sinir eden melanurlardan bir tanesi kendilerine dizgide yer buldular. Akşamında gayet zengin bir sofrada midemize indirdiğimiz balıklarla Dikili günlerini sona erdirdik bu sezon için. Ama Dalaman'da sezon yeni başlıyor benim için. Bir an önce ekibi kurup, meraları öğrenip dalışa devam etmek istiyorum. herkese kazasız avlar.