16 Mayıs 2010 Pazar

İnsan avı, paintball




Herkese merhabalar. Hep balık avı anlatmıyorum biliyorsunuz. Bu yazımda insan avımızı anlatacağım. Tabi ki gerçek bir av değil. Boya topları atan tüfeklerle Beykoz Kaymakdonduran tesislerinde yaptığımız paintball macerası bu.

On kişilik oyuncu grubu ve beş kişilik seyircimizle gittiğimiz tesisin açık alanında iki takım halinde bayrak kapma usulüne göre üç devreden oynadığımız oyun, dışarıdan basit görünse bile, taktik ve cesaret gerektiren, vurulduğunuzda az da olsa can yakan ve morlukların yaklaşık iki haftada geçtiği sert bir spor aslında.

Askeri bir taktik bilmenize çok gerek yok aslında. Gerekli olan ekibin birbirini iyi tanıması ve koordineli hareket edebilmeleri. On beş dakikalık üç devreden oynadığımız oyunun ilk devresinde ekibimle iyi organize olamadık ve kısa sayılacak bir sürede bayrağımızı kaptırdık. Yediğimiz boya mermiler yanımıza kar kaldı. Ancak sonraki devrede bayrağı biz aldık ve durumu eşitledik. Son devrede bayrağı kaptırmamıza ramak kalmıştı ancak son bir atışla bayrağımızı kurtardık ve oyun berabere bitti. Hakemin saydıklarına göre bizim ekip daha çok vurmuş görünüyordu. Ancak oyunun hakkı beraberlikti bence.

Her ne kadar biz daha çok vurmuş görünsek de ekibimin içinde en çok morluğa sahip olan bendim. Atak ve saldırgan bir dürtüyle ileri saflara hızla gidip vurulup geri döndüm sürekli. Hele bir seferinde bayrağı almaya çok yaklaşmışken sırtımdan dört yerden vurdular beni. Oyun bittiğinde sırtımda dört, sol kolumda üç, göğsümde, sol bacağımda, başımda, her iki böbreğimde ve başımda birer tane olmak üzere toplam on üç morluğum vardı. Bir de tam maskemden ve silahımdan vurulduğumu göz önüne alırsak ne kadar ateş altında kaldığımı anlarsınız sanırım. Morluklarımsa daha yeni geçtiler.

Tesisin güzel tarafı açık alan olması ve alanın büyüklüğüydü. Ağaçlar ve yapılan setler iyi koruma sağlıyorlardı. Kötü tarafı ise kıyafet olarak sadece tulum, eldiven ve kötü bir maske verilmesiydi. Eğer araziye uygun ayakkabınız yoksa oynama şansınız pek yok. Çünkü arazi eğimli, kaygan ve ağaçlık. Maske ise sadece yüz ve kulakları kapıyor. Başın geri kalan kısmı açıkta kalıyor ki başımda oluşan şişlik bu yüzden oldu. Tulumun üstüne koruyucu bir yelek verilmemesi yine kötü bir durum. Bir de maskeler ne kadar temizlersek temizleyelim sıcaktan ve terden dolayı en iyi ihtimalle iki devre dayanıyorlar. Üçüncü devrede buhardan dolayı önümü bile göremiyordum.

Her neyse asıl olan bu oyunun bana gerçek savaş durumunun ne kadar çetin olabileceğini göstermesiydi. Yağmur gibi gelen boya mermilerden kaçmak bu kadar zorken, başta Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşımızın tüm cephelerinde, gerçek mermiye göğüslerini siper eden, bu güzel vatanımızda özgürce yaşamamızı sağlayan tüm şehitlerimizi, savaşın korkunçluğunu yaşayan herkesi, cumhuriyetimizin kurucusu ve yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ü rahmet ve minnetle anıyorum. Allah kimseye bir daha böyle kötü günler göstermesin.

Herkese mutlu, eğlenceli ve özgür günler diliyorum.

11 Mayıs 2010 Salı

Turkuazoo




Balıklara uzun süre ara vermiş biri olarak, ailemle beraber gittiğim Turkuazoo ilginç bir deneyim oldu. Aklıma Monte Carlo’da gittiğimiz deniz müzesi geldi hemen. Orada da kendimi kaybetmiştim. Ne yazık ki fotoğraf makinemizin pili bittiğinden hiç resim çekememiştim. Burada ise hemen hemen her balığı resimlemeye çalıştım. Sağımızdan, solumuzdan, üstümüzden köpekbalığı, vatozlar, mercanlar, çipuralar, sinaritlerin geçtiği tünel çok değişik bir deneyim oldu. Bereketli bir mera da yüzüyor hissettim kendimi. Avcı dürtülerim beni oldukça zorlasa da sadece bakmakla yetindim mecburen bu güzelliğe. Dev orfoza, dev istakoza ve tüm diğer balıklara adeta yiyecekmiş gibi baktım. Mığrılar ve mürenler adeta hareketsiz yatarlarken yerlerinde, denizde ne kadar tehlikeli olabileceklerini düşündüm. Amazon balıkları da çok ilginçtiler doğrusu. Bence herkesin görmesi gereken bir yer. Ancak balık türleri hakkında daha çok bilgi verilmeli diye düşünüyorum. Yine de özellikle çocukların çok eğleneceği ve bilgileneceği bir yer. Herkese şimdiden iyi eğlenceler.