4 Temmuz 2015 Cumartesi

Balıksız geziler

Lagos Koyu
Ölüdeniz

Dalyan
Yuvarlakçay
Merhabalar. Bu hafta Sarsala Koyu'nda, Lagos Koyu'nda ve Ölüdeniz'de dalışlar yaptım. Ayrıca Yuvarlakçay'ın buz gibi suyuna girme fırsatım da oldu. Ölüdeniz'de tabi ki sadece maske ile daldım ve harika şeyler gördüm. Ancak zıpkınla girdiğim Sarsala'dan fotoğraflamayı unuttuğum küçük bir dikenli domuz balığı avlarken, uzun bir aradan sonra gözümü karartıp gittiğim Lagos'tan ise eli boş döndüm. Sarsala Koyu'na gittiğimiz gün amaç dalış değildi. Çünkü çocuklar yanımdaydılar. Bir süre onlarla takıldıktan sonra arabanın bagajındaki zıpkını ve paletimi alıp sağ tarafa doğru yüzmeye başladım. Dalışın hemen başında uzaktan geçen kiloluk iki akyadan birini yanaştırıp alabilseydim dalış orada biterdi sanırım. Onlar gelmedikten sonra bir saat kadar boş boş yüzdüm. Küçük bir domuz balığı haricinde balık görmedim desem yeridir. Bir de kulağım ağrımaya başladıktan sonra kayaların altında kaybolan bir orfoz gördüm ancak o kadar derine inip de arayamadım. Sarsala'daki küçük iskelede karşılaştığım arkadaşım bir kaç tane atlayış filmimi çekti. Eğer tekrar görüp de alabilirsem filmleri burada yayınlayacağım. Çarşamba günü kahvaltı için Yuvarlakçay'a gittik. Daha önce  soğuk bir havada gittiğim için giremediğim soğuk suya, bu defa balıklama atladım. Su çok berraktı ama çok soğuktu. Fazla kalamasam da suyun içinde, böylesi soğuk bir suya girmek değişik bir tecrübe oldu benim için. Perşembe günü evde boş kalınca öğleden sonra dalışa gitmeye karar verdim. Eska'ya gittiğimde oldukça dalgalı olduğunu gördüm. Lagos Koyu'nun yolu bozuktu ama yine de denemeye karar verdim. Suyun akıp çamura çevirdiği ama güneşin kurutup yürünebilecek kıvama getirdiği bir yerden doğrudan plaja inmeyi başardım. Bir kaç tane güzel fotoğraf çektim ve hafif dalgalı denize girdim. İki saatlik yüzüşün ardından ıska günüme denk geldiğimi görmek kötü oldu. İlk gelen sargozu vurdum ama yırtıp gözden kayboldu. Ardından bir kaç boş ve gereksiz atış daha yaptım. En son gördüğüm iri barbunu ise iki defa atış yapmama rağmen vuramadım. Sonra da gözden kaybedip iyice sinir oldum. Önce kıyıya çıktım, ardından da indiğim yeri tırmanarak yukarıya çıktım. Neyse ki sağlam bir şekilde eve dönebildim. Cuma günü ise ailecek Ölüdeniz'e gittik. Bir süre çocuklarla yüzdükten sonra maskemi takıp keşif yüzüşüne çıktım. Dubaların bağlandığı yerde iki tane caretta caretta kaplumbağası ile karşılaştım. Otlayan hayvanlar tacizlerime rağmen uzaklaşmadılar. Ben de cesaretlenip yanlarına kadar indim ve kabuklarına ve ayaklarına dokundum. Yanıma fotoğraf makinemi almadığım için pişman oldum ama bir daha ki sefere diyelim artık. Ardından çok büyük bir melanur gördüm, en küçüğü elimden büyük, en büyüğü kafamdan büyük sargoz ve karagöz sürüleriyle karşılaştım. Korunaklı bölgede yaşamanın verdiği rahatlıkla aşırı gelişmişti bu bireyler. Neredeyse elimle dokunacak mesafeye girebildiğim balıkları avlamak çok kolay olabilirdi doğrusu. Ama onlar da oranın süsü, dokunmamak lazım. Bir de küçük bir orfozu yuvasının ağzında gördüm ve sevmeye çalıştım. Ancak o da taşın dibine doğru kaçarak görünmez oldu. Keşfin ardından mutlu bir şekilde çocukların yanına döndüm ve onlarla birlikte suda oynamaya devam ettim. Herkese keyifli günler diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder