4 Ocak 2010 Pazartesi

Bereketli 2009, küçük aksilikler

Biten tatilimin ardından hafta sonu için gittiğim Dikili’de yeniden dalma fırsatı yakaladım. Cumartesi sabah erkenden suya girdiğimde beni kötü bir sürpriz bekliyordu. Önce maskem bozuldu ve su almaya başladı. Hemen ardından da zıpkınım tutukluk yaptı ve ben öylece kala kaldım suda. Söylenerek sudan çıktım ve neyse ki erkenci komşularımız yüzmek için gelmişlerdi. Birisinin bisikletine atladım ve eve gidip yeni maskemi aldım. Bu arada zıpkınımı da onardım ve suya geri döndüm. Girer girmez bir mırmır vurunca keyiflendim. Bütün aksiliklere rağmen güzel bir av olacağını düşünüyordum. Ama aksilikler bitmemiş meğer. Her zaman ki yerime gittiğimde manzara çok güzeldi. Her tarafta iri iri lapinler gördüm. Ancak nedense bir türlü isabetli vuruş yapamıyordum. Nihayet bir tane lapin vurdum ancak o da yırtıp kaçtı. Ardından ikinci lapini vurdum ve fileye koymayı başardım. Ancak fark etmediğim bir yırtık tam balığın burnuna denk gelince, o lapinin de arkasından baka kaldım. Daha fazla sinir olmadan çıkmaya karar verdim ve dönüşte teselli olarak bir de ahtapot buldum.
Pazar günü ise dalmaya niyetim yoktu. Eşimle yüzecektim. Yine de maskemi ve zıpkınımı yanıma aldım. İyi ki de almışım. Paletsiz, elbisesiz kıyı yüzüşümde iki dil balığı, bir pisi balığı ve bir de iskorpit alarak çıktım sudan. Tabi ben çıktığımda fark ettim ki eşim çoktan eve gitmiş. Lafta onunla yüzecektim. Yine kendimi kaptırıp balıkları kovalamaya dalmışım. Akşam, balıkları hep beraber afiyetle yedikten sonra, tekrar İstanbul’a döndüm. Ne olurdu hep tatil olsa.

1 yorum:

  1. seni çok seven eşin ve kızın14 Ocak 2010 02:01

    Canım, senin bu yeni hobini başta kıskanıyordum,çünkü beni bırakıp balıkların peşinden gidiyordun.Sonraları vurduğun en güzel balıkları bana yedirince hoşuma gitmeye başladı.Sayende hem sağlıklı besleniyorum hem sen mutlu oluyorsun:)Üstelik bu yaz işin daha zor çünki minik kızımız balığa bayılıyor.Artık hem annesi hemde prensesimiz için çok balık avlaman gerekecek:)

    YanıtlaSil