16 Eylül 2012 Pazar

Dikili 2012

Sabah erken kalkmak zor geldiğinden öğlene doğru ancak girebildim suya. Meram yine boştu. Zaten iki gündür meramı zor buluyorum. Sanki denizin dibi yer değiştirmiş gibi geliyor. Ya derinliği doğrultamayıp fazla açılıyorum, ya da her zaman ki kerterizlerim bana oyun oynayıp mera aratıyor bana. Her neyse, mera boş olduğu için ne zamandır atış yapmadığım bir yazılı haniyi görüp attım. Ne zaman vursam havyarlı çıkan bu balıktan her gün bir sürü görmeme rağmen atmıyorum. Ne yazık ki bu vurduğum da havyarlı çıktı. Sanırım bir daha vurmam yazılı hani. Uzun bir yüzüşün ardından elim boş dönüyordum çıkış noktama. Ancak ortalıkta dolaşan kefalleri yaklaştıramıyordum da. Bir kayanın arkasına yattığımda kısa elbise giymenin zararını gördüm. Sanırım bir şakayığın üzerine yatmışım. Her iki dizim de deli gibi kaşınmaya başladı. Başka bir kayada da sol dirseğimi kabarttım. İki gün önce elimi çarptığım kestane yüzünden sağ küçük parmağımda hala üç kestane dikeni dururken bu kadar acemilik yapmamam gerekirdi. Denizde şaka olmayacağını bir kez daha anladım. Çıkışa yakın bir kefali yaklaştırmayı başardım kendime. Tam solungacına yaptığım bir atışla onu da dizgiye aldım. Çıktığımda kayınpederimin çoktan çıktığını gördüm. Bir ahtapotu avlamaya çalışırken onun girdiği lastiğide avlamış. şişi kurtaramadığı için ikisini birden alıp kıyıya gelmiş. Herkese mutlu bir hafta sonu diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder