22 Ağustos 2012 Çarşamba

Dalaman günleri





Merhabalar. Son iki dalışıma tek başıma gittiğim ve bundan dolayı pek hevesli olmadığım için her iki dalışımı da tek barbun alarak noktalandırmıştım. Ancak bu seferinde bir dalış arkadaşım vardı, İbrahim. Bu sayede hem dalış keyifli geçti, hem de ekip çalışmasıyla güzel bir av yaptık. Daha önce gitmediğim bir meraya gittik İbrahim ile birlikte. Ana yoldan sonra yaklaşık beş kilometrelik stabilize yolu araçla geçtikten sonra denize ulaşmak için malzemelerimizle birlikte beş yüz metre kadar patikadan yürüdük ve indik. Manzara ve deniz harika görünüyordu. İbrahim suya girer girmez bir turna avladı. Bereketli bir gün olacak gibiydi. Kayalık merada ilerlemeye devam ettik. Bir ara önümde küçük bir akya grubu belirdi. Hemen bir kayanın arkasına yatarak grubun bana gelmesini beklemeye başladım. Grup menzile girmek üzereyken benim agaşona yattığımı fark edemeyen İbrahim gürültülü bir şekilde üzerimden geçti. Tabi akyalar da aynen uzaklaştılar. Akyaları ve beni fark eden İbrahim bu defa da akyaların önünü kesmek için paletlerini hızla vurmaya başlayınca benim akya hayalim iyice suya düştü. Epey ilerledikten, bol bol sokar ve papağan gördükten sonra Haliç'e benzeyen bir bölgeye geldik. Deniz kıyının içine hançer gibi sokulmuştu. Önce ucuna kadar gittik hançerin. Ancak bir şey yoktu. Ben önden dönerken, İbrahim bir çupra görüp almayı başardı. O arkada onunla uğraşırken ben iki tane kalamar gördüm. Sessizce üzerlerinden geçip açığa yönelmelerini engelledim. Ardından da yalancı dalışlarla iki kalamarı da hançerin ucuna doğru sürmeye başladım. Bana yaklaşan İbrahim'i bu defa uyardım. Kalamarlar altından geçtikten sonra o da bana katıldı. İki kişi iki kalamarı almayı kafaya koymuştuk. Suyun diz boyu olduğu noktada kalamarlar artık hareket edecek alan bulamadılar ve kaderlerine razı bir şekilde beklemeye başladılar. Küçük olana İbrahim, büyük olana ben atış yaptık. Sonuçta iki kalamar da elimizdeydi.   Güzel bir ekip işi oldu. Sevinçli bir şekilde dönüşe geçtik. Ben gördüğüm iki pisiyi aldım. İbrahim ise sevdiği sokarları topluyordu. Başlangıç noktamıza geldiğimizde bu defa sağ tarafa devam ettik. Benim nasibime bir sivri burun karagöz düşerken, İbrahim iki papağan ve bir kaç ufak kefal almıştı. Oldukça yorulmuş olarak sudan çıktık. Aynı yorucu yolu yukarıya doğru yürümek işkence gibi olsa da kalamarların varlığı yolu kısaltmıştı adeta. Ben iki pisi, karagöz ve küçük kalamarı aldım. İbrahim'in misafiri olduğu için diğer balıkları ona bıraktım. Saat dörtte sudan çıkan balıklar, akşam sekiz olmadan midemin yolunu tutmuşlardı. Herkese keyifli günler diliyorum.

1 yorum:

  1. ooo bayağı balık yakalamışsınız sevgili kocacım:)seni seviyor ve öpüyoruz....Özlem,Özüm ve Defne:))

    YanıtlaSil