13 Aralık 2009 Pazar

Bereketli 2009, cesaret denemeleri

İri kikla, lapin, yazılı haniler, ahtapot ve ustura balığı.
Gördüğüme benzeyen deniz kaplumbağası.

Bu da bizim jonjon kaplumbağamız, Jonathan.



Eşim ve kızımın doğumgünü ve babalar günü hediyesi olarak aldığı dalış saati ise dalış serüvenlerime başka bir boyut kattı. Artık kaç metrede ne kadar süre kaldığımı biliyorum ve daha fazlasını denemek için cesaretlenebiliyorum. Tabi bunu limitlerimi geçmeden yapıyorum. Hatta bu cesareti farklı boyutlara taşıdım. Zıpkının ucundayken bile ellemeye korktuğum ahtapotu, çıplak elle yakaladım. Üstelik bunu kendim için bile yapmadım. Ben eşimle yüzerken, dört tane ergenlik çağındaki genç bir yerde dalmaya çalışıyorlardı. Bir şey mi var diye yanlarına gittim. Ahtapotu gösterdiler. Bana gözlük verin dedim. Aldığım gözlükle daldım, ahtapotu ensesinden elimle yakaladım, sonra da gençlerden birinin elindeki küçük zıpkının ucuna taktım. Sevinerek uzaklaştılar. Ben de ahtapotu elle yakalamış olmanın keyfine vardım.



Diğer cesaret olayım ise beş metre derinlikte gerçekleşti. Yosunlukların arasında bir önceki gün bulduğum ve bir sürü iri lapin, kikla ve yazılı hani aldığım yeri ararken, büyük bir hareket fark ettim. Merakla ve korkuyla yanaştığımda bir deniz kaplumbağası gördüm. O bana doğru gelmeyince ben ona doğru yüzdüm. Bir süre o altta ben üstte yüzdük. Tutabilir miyim acaba diyerek yanına doğru dalınca, hızlanıp uzaklaştı. Bana da heyecanı kaldı. Herkese heyecanlı ve emniyetli avlar diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder