24 Ağustos 2009 Pazartesi

İlk trofem :)


Pisiler hareketsiz balıklardı ve vurulması kolaydı. Tek sorun onları fark etmekti. Günler geçtikçe gözüm bu işe alıştı. Artık daha hareketli hedeflerle uğraşmak istiyordum. İlk papağan balığımı zıpkın atmadan yakaladım. Beni görünce kuma gömülen papağana oldukça sinirlendim ve o hırsla zıpkını kuma batırdım. Ucunu kumdan çıkardığımda balığı görünce çok sevinmiştim. Mırmırlara hiç yanaşamadığım o yaz vurduğum en büyük balık Piza Koyu’nda vurduğum lapin oldu. Balığı kayalıkların arasında gördüğümde zıpkınım boştaydı. Onunla ilgilenmiyormuş gibi yaparak zıpkınımı kurdum. Nişan alıp ateş ettim ve balık zıpkının ucundaydı. Şanslıydım çünkü balık hemen ölmüştü. Şişte kelebek olmadığını ise çok sonra fark ettim. O gün bir tane de hani balığı vurdum. Oldukça eski olan lastikler daha fazla dayanamadı ve koptu. Yine de keyifli bir gün olmuştu benim için. Ne de olsa günün en büyük balığını ben vurmuştum. Sonraki günlerimi de pisiler ve papağanlar arasında geçirerek o sezonu tamamladım. Bir de ilk ahtapotumu vurdum ancak henüz ellemeye bile korktuğum bu hayvanı şişten kayınpederim aldı ve ben ancak evde dokunabilmiştim bu kafadan bacaklıya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder